Mesajı Okuyun
Old 23-04-2010, 20:02   #6
Av.Selim Balku

 
Varsayılan

Alıntı:
Alıntı:
adlig_recht
sözleşmede de tahkim hükmü var bu durumda işçi kıdem tazminatı için mahkemeye başvurabilir mi

1-Başvurabilir...

Alıntı:
Alıntı:
adlig_recht
karşılıklı fedakarlıkla ikale sözleşmeleri de yapılıyor. Ücret -kıdem gibi alacaklar acaba tarafların üzerinde istedikleri gibi tasarruf edemeyeceği haklar mı ?

2-Tasarruf edebileceği haklardandır.

Alıntı:
Alıntı:
adlig_recht
Benim görüşüme göre taraflar bu konularda da tahkim sözleşmesi yapabilmeli.

3-Ne gereği var...?

* Sözleşmede tahkim hükmü olsa dahi, sözleşme tarafı işverenin sosyal ve ekonomik üstünlüğü, sözleşmenin hizmet akdinin devamında yapıldığı, tahkim şartının yarar ilkesinden muaf olması gibi durumlar ileri sürülerek, sözleşmenin geçersizliğine binaen mahkemeye başvuru yoluna gidebilir.

* Sözleşme serbestisi gereği, yasaya aykırı olmadığı müddetçe, işçi bu haklarından tasarruf edebilir. Bunun sınırları vardır; 4857 Sayılı yasanın son fıkrası bunlardan biridir. Bununla birlikte serbestlik ilkesinin bir sınırı da serbest iradedir. İşçi serbest iradesi ile kendi yararını gözeterek, karşı yanın hakkını gaspetmeden, kendi haklarını tasarruf edebilir. Peki bu mümkün müdür?

* İşçi işveren ilişkisinde ikale sözleşmelerini gereksiz bulurum. Tahkim şartını gereksiz bulduğum gibi...

Bildiğim kadarıyla İkale sözleşmesi hukukumuzda yeri olmayan, uygulamada 1995 yılında yargıtayın bir kararında dile getirilmesiyle hukukumuza giren bir kavram. İkale sözleşmesinin iş hukukunda değerlendirebilmek için öncelikle ikalenin anlamına bakıyorum:

İkale:Pazarlığı bozma. Bir hukuki muamele ile meydana gelen vaziyetin, diğer bir hukuki muamele ile eski haline getirilmesi.

İş Hukukuna anoloji edersek, işveren ile işçi hizmet akdinin fesihi için tek taraflı irade beyanı ile ikame edileceğine iki tarafın anlaşmasıyla yapılan bozma sözleşmesidir.

İş hukukunda, İlknur Hanımın da değindiği gibi bir taraf ekonomik olarak bağımlı ve güçsüz, diğer taraf otoriter ve üstün.

Küffü olmayı muhtemel kabul etsek dahi, neden bir hizmet akdi anlaşarak bozma yoluna gidilir ki? Bu tesis sizce kimin yararına olabilir?

Zamanaşımı süresini 10 yıldan, 20 yıla çıkartılması veya 10 yıldan 5 yıla indirilmesi hangi şartın sonucu olabilir ki, işçi kıdem tazminatı almıyorum ancak zamanaşımı süresinin 20 yıl olmasını istiyorumun paradoksunu nasıl açıklayacağız...

Bu sebeple kararlarda da açıklandığı üzere yararlılık ilkesi önem arz eder. Zaten yasa tarafından verilen bir hakkın fazlası işçi lehine akdedilmelidir ki bu tür sözleşmeler kabul görsün...

Kolay gelsin...