Mesajı Okuyun
Old 14-04-2010, 19:23   #2
Av.Turhan Demiroğlu

 
Varsayılan

Alıntı:
2. Hukuk Dairesi 2004/17026 E.N , 2005/3505 K.N.

...Miras bırakan ölümünden önce davacı Nevin ile 26.5.2004 tarihinde yaptığı Karabük Birinci Noterliğinden düzenlenen Ölünceye Kadar Bakma Sözleşmesi ile "kendisine ölünceye kadar bakıp beslemesi görüp gözetmesi, kayıt ve şartıyla mirasının tamamı için, bakım borçlusu davacı Nevin'i mirasçı atamıştır.
...Davacı, ölünceye kadar bakma sözleşmesi ile miras bırakan tarafından sağlığında mirasının tamamı İçin mirasçı atandığına göre atanmış mirasçı olduğuna ilişkin belge verilmesi gerekirken, sözleşmenin miras bırakana sağlığında ifası gereken bir yükümlülük yüklemediği gözetilmeden yazılı şekilde red karan verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.

Somut olayda ölünceye kadar bakma borcunun karşılığı MUAYYEN BİR MALDIR ve muris sağlığında üzerine düşen edimi yerine getirmiştir. Açıkca mirasçı nasbından bahsedilmediğine göre olayda buna ilişkin hükümler uygulanamaz ve bakım borçlusuna mirasçılık belgesi verilemez. Tek mirasçı davacıdır.

Bakım alacaklısı murisin bakım ihtiyacı, sağlığında davacıyla ilişkileri vb. noktalar araştırılarak aktin sıhhati belirlenir. Muvazaa yoksa veya mahfuz hisse kaidelerini bertaraf etmeye yönelik bir temlik sözkonusu değilse davacının yapabileceği fazla bir şey yok.

Murisin yegane taşınmazını -akit geçerli olmak şartıyla- temlik etmesi, tek başına muvazaa veya mal kaçırma kastının delili olamaz diye düşünüyorum.

Aşağıdaki karar belki yararlı olabilir:

Alıntı:
Hukuk Genel Kurulu 2008/1-827 E.N , 2009/31 K.N.
Miras bırakanın,ölünceye kadar bakıp gözetme karşılığı yaptığı temlikin muvazaa ile illetli olup olmadığının belirlenebilmesi içinde, sözleşme tarihinde murisin yaşı, fiziki ve genel sağlık durumu, aile koşulları ve ilişkileri,elinde bulunan mal varlığının miktarı,temlik edilen malın,tüm mamelekine oranı,bunun makul karşılanabilecek bir sınırda kalıp kalmadığı gibi bilgi ve olguların gözönünde tutulması gerekir.

Somut olaya gelince, davacı E....'ın miras bırakanın oğlu, davalı S.....'nın ise kızı olduğu, başkaca mirasçı bulunmadığı görülmektedir.

Diğer taraftan, mahkemece yapılan araştırma ve inceleme sonucu özellikle tanık bildirimlerinden davalı S.....'nın miras bırakan N.....'ye baktığı onun ihtiyaçlarını giderdiği ve bakım borcunu yerine getirdiği, murisin sağlığında da bakım borcunun yerine getirilmediğine dair bir iddianın ileri sürülmediği dosya kapsamı ile sabittir.

O halde, anılan bu olgular yukarıda değinilen ilkeler çerçevesinde değerlendirildiğinde miras bırakanın temlikteki amacıma mirasçıdan mal kaçırma amaçlı olmayıp bakım karşılığı ve ivazlı olduğu kabul edilmelidir.


Saygılarımla...