Mesajı Okuyun
Old 05-04-2010, 08:18   #3
Avukat Ali TÜRKER

 
Varsayılan

Değerli meslektaşım, sayın armegedon23 'e katılıyorum ve ayrıca olaya uygulanacak usul, Tavzih ve Tenakusun Ref'i olup HMUK nun 455. maddesince çözümü gerektiğini düşünüyorum.
Hükümlerin tavzihi

Madde 455Hüküm müphem ve gayrıvazıh olur veya mütenakız fıkraları ihtiva ederse icrasına kadar iki taraftan her biri iphamın tavzihini ve tenakuzun ref'ini istiyebilir.


Madde 459 - İki tarafın isim ve sıfat ve neticei iddialarına mütaallik hatalar ve esas hükümdeki hesap hataları kendilerinin istimaından sonra mahkeme tarafından tashih olunur. Tashih olunan cihet hüküm zirine yazılır.

Yasada da belirtildiği üzere,tarafların netice-i iddialarına müteallik hatalar, tavzih yolu ile düzeltilebilmektedir. Mahkeme, gerek kısa kararında ve gerekse gerekçeli kararında, Davacının davaya konu ettiği parsel numarasını hatalı olarak kaydetmiştir. Davacının dava konusu ettiği parsel numarası, hem dilekçesinde ve hem de tüm dosya kapsamında bellidir. Usule uygun olarak mahkemeye verilecek dosya münderecaatı ile meydana gelmiş tenakusun ve dava dışı parsel üzerindeki maddi hatanın tavzih yolu ile giderilmesini içeren tavzih dilekçesinin, karşı tarafa tebliğinden sonra, karşı taraf art niyetli olarak tavzihe karşı gelmez ise zaten sorun olmayacaktır. Karşı gelse dahi mahkeme davacının dava konusu ettiği taşınmazın parsel numarasının sehven ve maddi hata kabilinden kabul edip değiştirirse, karşı tarafın temyiz yolu açılmış olacaktır. Bunun aksini düşünmek bence imkansızdır zira sayın melsektaşlarımın bildirdiği gibi temyize kapalı bir hükme karşı gidilebilecek başka bir yol da bulunmamaktadır. Bir Hakkın tesisi, kaldırılması ya da değiştirilmesi talep edenin hakkının sehven verilmemeiş olması, adalet müssesesinin varlık amacına uygun düşmeyecektir. Burada gerekçe ya da temyiz kapsamında olan bir husus değildir. Esasen rakam hatasının harf hatası gibi telakki edilmiş olmasının sorunu çözmede daha doğru bir yaklaşım olacağını düşünüyorum. Aynı harf hatasının kısa ve gerekçeli kararlarda tekrar edilmesi gibi bir hal vardır denilebilir. Bu durumda, HMUK nun 459. maddesindeki hükümden de yararlanılabileceğini düşünüyorum. Davacı, tavzih talep ettiği dilekçesine, hem davaya ilişkin netice-i talebindeki parsel numarasının ve hem de hüküm fıkrasındaki netice-i talebindeki parsel numarasının hatalı girildiğini ve düzeltilmesini isterse bence sorun olmayacaktır. Taktiri mahkemeye ve meslektaşlarıma ait olarak Kanaatlerimi bildirdim. Selam ve saygılar...