03-04-2010, 13:27
|
#4
|
|
Zincirleme suçun tekemmül edip etmediğinin anlaşılmasında ; suçun işleniş biçimi , fiillerin işlendikleri yerler , fiiller arasında geçen zaman süresi , suçun mağdurları , ihlal edilen değer ile korunan değer , olayın işleniş biçimi gibi ögeler göz önüne alınmalıdır.TCK 43’e göre bir suç işleme kararının icrası kapsamında değişik zamanlarda bir kişiye karşı aynı suçun birden fazla işlenmesi halinde teselsül doğmuş olur.Yani fail suçu işlemeden önce bir bütün halinde suçu planlamalı ancak suçu bir defada gerçekleştirmek yerine bölümler halinde gerçekleştirmelidir.Bu ise tamamen failin kendi mantığına göre verdiği bir karar olmalıdır.Yani fail ilk suç işleme kararında birden çok hareketin belirli bir sırayla gerçekleştirilmesi karar ve azmi taşımalıdır. Bir suç işleme kararı kasıtta birlik demek değildir.Zincirleme suçu oluşturan eylemlerin her biri ayrı bir suç işleme kastı taşır.Burada önemli olan birden çok suç işleme kararının bir kerede verilmesidir.Yargıtay’da zincirleme suçta ;tek karar , birden çok eylem ama eylemler arasında makul süre aramaktadır.Yargıtay’ın 2-3 aylık süreyi makul süre olarak kabul etmediği ancak 25 gün arayı makul süre olarak kabul ettiği kararları mevcuttur.
|