27-03-2010, 16:49
|
#4
|
|
Sayın Meslektaşım;
Müvekkiliniz, icra prosedürü içinde yapacak bir şey bırakmamış. İtiraz dilekçesi İİK68.madde anlamındadır ve karşı taraf İtirazın Kaldırılması davası açarak, itirazınızı hükümden düşürecektir.
Bu aşamada açacağınız menfi tespit davasında ise, takibin tedbiren durdurulması kararı verilmeyecektir. Mevcut delil durumuna göre, karşı taraf faturayı usulünce tebliğ ettiğini ve (Eser) sözleşmeyi ispat ederek davayı kazanabilir. Eser sözleşmelerinde işin yapıldığı ve teslim edildiği tanıkla da ispat edilebilir. Fatura münderecatının kesinleşip keşinleşmediği konusuna gelince, Muhtemel iddianız, anlaşılan tutarın bu olmadığı, faturanın tarafınıza tebliğ edilmediği olacaktır. Fakat bu iddianıza da müvekkilinizin itirazı nedeniyle itibar edilmeyeceğini düşünüyorum.
Faturayı dikkatlice incelemenizi tavsiye ediyorum, fatura mal satımı gibi mi görünmektedir. Yoksa eser sözleşmesi olarak mı. Eğer eser sözleşmesi ise yukarıdaki açıklamalarım geçerlidir. Eğer mal satımı olarak görünüyorsa, "Mal teslimi tanıkla ispat edilemeyeceğinden" yazılı belge sunmaları gerekmektedir. Bu aşamada da şu soru akla gelecek, 3000,00TL'yi ödediğiniz halde malların teslimi için neden herhangi bir müracaatta bulunmadınız? Bu soru nedeniyle, hakim kuvvetle muhtemel, sözleşmenin eser sözleşmesi olduğuna kanaat getirecek ve davanızı reddedecektir.
VUK'na göre faturanın 10 gün içinde düzenlenmesi gerektiği sizin davanız açısından lehinize de bir durum yaratmayacaktır. Bu durum sadece Vergi Usul Kanununu ve müeyyidelerini ilgilendirmektedir.
Burada bana söz söyleme hakkı düşmez ama, alacaklı tarafın fatura düzenleyerek, tahsil ettiği parayı vergilendirerek kazancını düşürmesi bana pek mantıklı gelmiyor. Müvekkiliniz "parayı ödediğini" yanlış hatırlıyor olabilir mi?
Saygılarımla.
(Bu arada fatura VUK 231b.5.maddesine göre 7 gün içinde düzenlenir)
|