 |
Alıntı: |
 |
|
|
 |
Yazan Av.Armağan Konyalı |
 |
|
|
|
|
|
|
1- Çok sayıda düşünür kendini öldürerek yaşama sırt döndü. Yaşamdan korktular mı? Bence hayır. Bilinmeyenden korkulur. Bu düşünürler yaşamı biliyor oldukları iddiasındaydı.
2- Yaşam koşulları zorlaştıkça intihar eğilimi azalıyor. Hitler zamanındaki toplama kamplarında hiç intihar eden olmamış. Demek ki, tıpkı düşünürler gibi sıradan insanlar da yaşamdan korkmuyor.
3- Ekonomik bunalım dönemlerinde intihar haberleri artıyor gibi görünüyor. Ama acaba oran da artıyor mu? Bunalım dönemlerinde intihar edenlerden çok daha kötü ekonomik durumda olan çoğu insan yaşamaya devam ediyor.
4- İçe kapanık toplumlarda intihar yok denecek kadar az görülüyor. Ama aynı toplum kendinden daha iyi yaşayan başka bir toplumdan haberdar olunca intihar oranı birden artıveriyor. (İşbu 4.madde yukarıdaki 3.madde ile doğrudan bağlantılı da olabilir.)
5- Son 45 yılda intihar oranı yüzde 60 artmış olup, teknoloji gelişip de yaşam kolaylaştıkça daha artma eğilimindedir.
Sonuç olarak ben köprüden atlama cesaretini gösteren İpek'in yaşamdan korktuğunu düşünmüyorum. Korkmadıysa neden? Bilmiyorum. Düşünürlere sormak daha doğru olur. Bu konuyu en iyi onlar biliyor.
Benim bildiğim şundan ibaret:
- Her 2 dakikada 45 kişi intihar ediyor ama her 2 dakikada 3 kişi ölüyor.
- İntihar oranı yükseliyor olsa da insanlar ölmekte isteksiz olmalı ki intihar edenlere oranla ölenlerin sayısı bu kadar düşük. (15'de bir)
1 kişi intihar sonucu yaşamını yitirmektedir
Saygılarımla
|
|
 |
|
 |
|
Viktor Frankl'ın İnsanın Anlam Arayışı kitabının çıkış noktası, Hitler zamanında yahudilerin toplama kamplarında verdikleri yaşam mücadelesinden kaynaklanıyor. O dönemde kendisi de o toplama kampında bir tutsak olan Frankl, şunu farke ediyor. Hayata tutunacak sebebi olan insanlar kolay kolay pes etmiyor. Hayata nasıl bir anlam yakıştırdığınızdır önemli olan. Yaşama o koşullarda bile dört elle sarılan "umuda sahip" bu insanlar yaşarken, diğerleri kendilerini bırakıveriyorlar..
İntihar olgusunun altında yatan temel sebep galiba bu: Umudun tükenmesi ve yaşamı anlamlandıran şeylerin azlığı olmalı..
Kaçış mı bilemiyorum çünkü kaçarak gidilen yerde ne olduğunu bilmeden burdan kaçmak mantıksız.
Genç arkadaşımıza Allah'tan rahmet diliyorum . Geride kalanlarına da sabır..
Ve yaşamınızdan anlam eksik olmasın diyorum.. Hiç bir şeyin anlamı yok o zaman yaşamak anlamsız demek yerine, yaşam amacı ve hedefim şudur diyebilmek ve kendini hedefe kilitlemek çok daha değerlidir..
Saygılar..