X isimli şahıs 1991 tarihinde ölüyor.Babalarının ölümünden sonra Y ve Z kardeşler de diğer kardeşleri gibi yurtdışına çıkmak istiyorlar ancak yurtdışındaki makamlar 18 yaşından büyük oldukları için bu kişilere vize vermiyor bunun üzerine zamanın nüfus müdürüne ve köy muhtarına para vermek suretiyle anneleri tarafından A ve B isminde iki kız çocuğunun daha var olduğu ancak ölen eşinin bunları nüfusa bildirmediğinden bahisle 18 yaşından küçük iki kız çocuğu nüfusa bildiriliyor.nüfus müdürü anlaştıkları gibi 2 ay kadar sonra köy muhtarıyla yine danışıklı şekilde işlem yaparak tahkikatlı ölüm şeklinde A ve B için var olan kaydın silineceğini ifade ediyor.

Y ve Zkendilerine verilen bu kimlikler aracılığıyla ve yurtdışında ikamet eden diğer kardeşlerinin davetiyle yabancı ülkeye giriş yapabiliyorlar ve giriş yaptıktan sonra A ve B adına olan kimliklerini imha ederek ve bir daha asla kullanmayarak kendi kimliklerini ibraz edip ülkeye kaçak yollardan giriş yaptıklarını ve iltica talebinde bulunmak istediklerini göçmen bürosuna beyan ediyorlar ve belli süre sonra oturum almaya hak kazanıyorlar.

Ancak Türkiyede işler planladıklarının aksine gelişiyor çünkü nüfus müdürü A ve B ye ilişkin sicilde terkin işlemini yapamadan ölüyor.

Şimdi ise X'in veraset ilamı çıkartıldığında doğal olarak A ve Bisminde 2 mirasçı daha görünüyor ayrıca Y ve Z türkiye de kalan annelerini de kendi yanlarına almaya yönelik tüm çabaları da bu hayali kişilerin varlığından ötürü reddolunuyor.



Y 1955 doğumlu = A 1968 d. ve 1982 tarihinde nüfusta tescil
Z 1965 = B 1969 d. ve 1983 '' ''
Y ve Z; A ve B adına kayıtlı kimlikllerle 1993 yılı sonlarında TR den çıkış yapıyorlar ve bu tarihten sonra bu kimlik kesinlikle hiç bir işlemde kullanılmıyor.

böyle bir halde nasıl bir yol izlemem gerektğine açacağım davanın ne olması gerektiğine karar veremiyorum.Yardımlarınız için tekrar teşekkür ederim....