Mesajı Okuyun
Old 11-03-2010, 11:53   #3
Av.Hükümdar H.

 
Varsayılan kanaat beyanı

Alıntı:
Yazan gökyüzü
Sn. Av. Hükümdar H, örnek 13 ödeme emri içinde matbu kıısımda ödenmeyip kesinleşen kira alacağından dolayı tahliye ve/veya haciz istenebileceği ihtarı mevcuttur. Eğer sözleşmede ödediğiniz vergi borcunun kira parasından sayılacağına dair bir şart yoksa yatırmak zorunda olduğunuz vergileri ayrı bir takiple talep etmelisiniz bence. Kira parasından sayılmayan bu borç sözleşmeye göre ayrı bir temerrüde konu edilebilir diye düşünüyorum.

Sayın meslektaşım, aşağıda nakl edeceğim yargıtay kararına bakıldığında; kanaatimce, şayet sözleşmede, "vergilerden kiracı sorumludur" ibaresi mevcutsa, ödenen kiraların içerisinde "vergi" payının olmadığı ve dolayısıyla, bunu ödeyen kiralayanın, vergi alacağını dahi, kira alacağı kapsamında, kiracıdan, Ör.13 göndermek suretiyle talep edebilir.

Benim çıkardığım anlam ve ulaştığım kanaat budur. Ancak sayın meslektaşlarımın da fikrini merak ediyorum doğrusu.

T.C. YARGITAY
13.Hukuk Dairesi

Esas: 2002/13932
Karar: 2002/2014
Karar Tarihi: 27.02.2002

ÖZET: Kiracının vergi sorumlusu olabilmesi için , kiralayan ile kiracıların anlaşmaları, kira sözleşmesine bu doğrultuda bir hüküm koymaları ile mümkündür. Taraflar arasında düzenlenen kira sözleşmesinde katma değer vergisinin kiracı tarafından ödeneceğine dair bir hüküm bulunmamaktadır. Bu durumda katma değer vergisinden davacı/kiralayan sorumludur. Katma Değer Vergisi kira parasının içindedir. Mahkemece, Katma değer vergisine yönelik istemin reddine karar verilmesi gerekir.

(3065 S. K. m. 1, 3/f, 8, 9) (193 S. K. m. 8/4, 9, 70)

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine, dosya incelendi gereği düşünüldü.

KARAR

Davacı, davalı idarenin kendisine ait fuar alanına deprem nedeniyle el koyduğunu, daha sonra aralarında kira sözleşmesi yapıldığını, 22.8.1999 ila 22.8.2000 kira parasının ödendiğini ancak Katma değer Vergisinin ödenmediğini ileri sürerek KDV tutarı 123.486.340.800.000 Tl.nın faizi ile ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.

Davalı, taraf sıfatı bulunmadığı KDV nin ayrıca istenemeyeceğini savunarak davanın reddini dilemiştir.

Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.

1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekir.

2-3065 sayılı Katma Değer Vergisi kanununun 1. maddesinin 3/f bendi ile Gelir Vergisi Kanununun 70. maddesinde belirtilen mal ve hakların kiralanması işlemleri katma değer vergisine tabi tutulmuş 8. maddesinin 4. bendi ile de kiraya verenler bu verginin mükellefi sayılmıştır. Yasanın 4008 sayılı yasa ile değişik "Vergi sorumlusu" başlığı altındaki 9. maddesinde de " mükellefin, Türkiye içinde ikametgahının işyerinin kanuni merkezi ve iş merkezinin bulunmaması hallerinde ve gerekli görülen diğer hallerde Maliye Bakanlığı Vergi alacağının emniyet altına alınması amacıyla vergiye tabi işlemlere taraf olanları verginin ödenmesinden sorumlu tutabilir" hükmüne yer verilmiştir. Yasadaki şu düzenlemeler karşısında, katma değer vergisine tabi kiralama işlemlerinde katma değer Vergisi mükellefinin kiralayanlar olduğu açıkça anlaşılmaktadır. Kiracının vergi sorumlusu olabilmesi için ise kiralayan ile kiracıların anlaşmaları, kira sözleşmesine bu doğrultuda bir hüküm koymaları ile mümkün olabilecektir. Taraflar arasında düzenlenen kira sözleşmesinde katma değer vergisinin kiracı tarafından ödeneceğine dair bir hüküm bulunmamaktadır. Bu durumda katma değer vergisinden davacı sorumludur. Katma Değer Vergisi kira parasının içindedir. Mahkemece, Katma değer vergisine yönelik istemin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde kabulü usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.

Sonuç: Yukarıda birinci bent gereğince davalının diğer temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hüküm davalı yararına BOZULMASINA, 27.2.2002 gününde oybirliği ile karar verildi.