Mesajı Okuyun
Old 10-03-2010, 23:18   #2
avukat.derviş.yıldızoğlu

 
Varsayılan

Elimde bulunan konu ile ilgili kararları paylaştım. Fakat sizin durumunuza ne kadar uyar ya da lehinize midir bilemiyorum. Saygılarımla...

T.C.
YARGITAY
2. CEZA DAİRESİ
E. 2004/7837
K. 2005/25325
T. 16.11.2005
• MÜESSİR FİİL ( Davacının Sanıklara Yumruk Atması Üzerine Sanıkların da Yumrukla Etkili Eylemde Bulundukları - Sanıklar Hakkında Tahrik Hükümlerinin Uygulanabileceği/Meşru Müdafaa Nedeniyle Beraat Kararı Verilemeyeceği )
• HAKSIZ TAHRİK ( Hükümlerinin Uygulanabileceği - Müessir Fiil/Davacının Sanıklara Yumruk Atması Üzerine Sanıkların da Yumrukla Etkili Eylemde Bulunmaları )
• MEŞRU MÜDAFA ( Nedeniyle Beraat Kararı Verilememesi - Davacının Sanıklara Yumruk Atması Üzerine Sanıkların da Yumrukla Etkili Eylemde Bulunmaları/Tahrik Hükümlerinin Uygulanabileceği )
5237/m.25, 29, 86
ÖZET : Şahsi davacının, sanıklara yumruk atması üzerine sanıkların da yumrukla etkili eylemde bulunduklarının anlaşılması karşısında, sanıklar hakkında tahrik hükümlerinin uygulanabileceği gözetilmeden yasal unsurları oluşmayan meşru müdafaa nedeniyle beraatlerine karar verilmesi bozmayı gerektirir.

DAVA : Müessir fiil suçundan sanıklar İsmail, Emir, Muhamet'in yapılan yargılamaları sonucunda; beraatlerine dair ( RİZE ) Sulh Ceza Mahkemesinden verilen 14.03.2003 tarihli hükmün Yargıtayca incelenmesi o yer C.Savcısı tarafından istenmekle ve dosya C.Başsavcılığının 29.03.2004 tarihli tebliğnamesiyle dairemize gelmekle yapılan inceleme sonunda gereği düşünüldü:

KARAR : Şahsi davacının, sanıklara yumruk atması üzerine sanıkların da yumrukla etkili eylemde bulunduklarının anlaşılması karşısında, sanıklar hakkında tahrik hükümlerinin uygulanabileceği gözetilmeden yasal unsurları oluşmayan meşru müdafaa nedeniyle beraatlerine karar verilmesi,

SONUÇ : Bozmayı gerektirmiş, o yer C.Savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı istem gibi BOZULMASINA, 16.11.2005 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

T.C.
YARGITAY
2. CEZA DAİRESİ
E. 2004/5872
K. 2005/26138
T. 23.11.2005
• YARALAMA ( Müştekinin Oğlu Olan Sanığı Dövmesi ve Demir Çubukla Kovalaması Üzerine Sanığın Müştekiyi Bıçakla Yaralaması - Haksız Tahrik Hükümlerinin Uygulanması Gereği )
• HAKSIZ TAHRİK ( Müştekinin Oğlu Olan Sanığı Dövmesi ve Demir Çubukla Kovalaması Üzerine Sanığın Müştekiyi Bıçakla Yaralaması - Meşru Müdafaa Sınırları İçerisinde Kaldığı Kabul Edilemeyeceği )
5237/m.25, 29, 86
ÖZET : Dosya içeriğine göre müştekinin oğlu olan sanığı dövmesi ve demir çubukla kovalaması üzerine, sanığın müştekiyi bıçakla yaraladığının anlaşılması karşısında, sanık hakkında haksız tahrik hükümlerinin uygulanması gerekirken, yazılı şekilde eyleminin meşru müdafaa sınırları içerisinde kaldığı kabul edilerek ceza tertibine yer olmadığına karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.

DAVA : Müessir fiil suçundan sanık İlkbay'in yapılan yargılaması sonucunda; ceza tertibine yer olmadığına dair ( MALATYA/YEŞİLYURT )Sulh Ceza Mahkemesinden verilen 30.01.2003 tarihli hükmün Yargıtayca incelenmesi üst C.Savcısı tarafından istenmekle ve dosya C.Başsavcılığının 20.02.2004 tarihli tebliğnamesiyle dairemize gelmekle yapılan inceleme sonunda gereği düşünüldü:

KARAR : Dosya içeriğine göre müştekinin oğlu olan sanığı dövmesi ve demir çubukla kovalaması üzerine, sanığın müştekiyi bıçakla yaraladığının anlaşılması karşısında, sanık hakkında haksız tahrik hükümlerinin uygulanması gerekirken, yazılı şekilde eyleminin meşru müdafaa sınırları içerisinde kaldığı kabul edilerek ceza tertibine yer olmadığına karar verilmesi,

SONUÇ : Bozmayı gerektirmiş, üst C.Savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı istem gibi BOZULMASINA, 23.11.2005 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

T.C.
YARGITAY
2. CEZA DAİRESİ
E. 2005/5230
K. 2006/3845
T. 6.3.2006
• MÜESSİR FİİL SUÇU ( Sanığın Alacağını İstediği Mağdurun Kendisine Kürekle Vurması Üzerine Olay Yerinden Kaçmaya Çalışan Mağdura Kürekle Vurması - Meşru Müdafaa Değil Haksız Tahrik Hükümlerinin Uygulanması Gereği )
• SİLAHLA YARALAMA SUÇU ( Alacağını İstediği Mağdurun Kendisine Kürekle Vurması Üzerine Mağdura Kürekle Vuran Sanığın Eyleminin Meşru Müdafaa Sınırları İçine Girmemesi - Haksız Tahrik Hükümlerinin Uygulanması Gereği )
• MEŞRU MÜDAFAA HÜKÜMLERİNİN UYGULANAMAMASI ( Alacağını İstediği Mağdurun Kendisine Kürekle Vurması Üzerine Kendisi de Kürekle Mağdura Vuran Sanık Hakkında Haksız Tahrik Hükümlerinin Uygulanması Gereği )
• LEHE KANUNUN UYGULANMASI GEREĞİ ( Hüküm Tarihinden Sonra Yürürlüğe Giren Yeni TCK ve CMK'daki Hükümlere Göre Sanığın Durumunun Yeniden Değerlendirilmesi Gereği )
5237/m.25,29,7/2
5252/m.12
765/m.49,51
ÖZET : Sanığın alacağını istediği mağdurun olay yerinden kendisini uzaklaştırmak için kürekle vurmaya başladığı sırada, sanığın da kürekle mağdura vurması eyleminde meşru müdafaanın unsurları oluşmamıştır. Sanık lehine haksız tahrik hükümleri uygulanabilir.

Öte yandan, hüküm tarihinden sonra yürürlüğe giren yeni TCK ve CMK'daki lehe hükümlerin uygulanması için sanığın hukuki durumunun yeniden tayin ve takdiri gerekir.

DAVA : Silahla müessir fiil suçundan sanık Ergün'ün yapılan yargılaması sonucunda; beraatına dair ( Tuzluca Sulh Ceza Mahkemesi )nden verilen 31.12.2003 tarihli hükmün Yargıtay'ca incelenmesi o yer C. Savcıları tarafından istenmekle ve dosya C. Başsavcılığının 02.05.2005 tarihli tebliğnamesiyle dairemize gelmekle yapılan inceleme sonunda gereği düşünüldü:

KARAR : Sanık Ergün hakkında silahla müessir fiil suçundan açılan kamu davasının yapılan yargılaması sonunda beraatına dair kurulan hükmün o yer C. Savcılarının temyizi üzerine yapılan incelemesinde;

1- Sanık Ergün'ün alacağını istediği mağdur sanık Turgut'un kürekle kendisine vurarak olay yerinden uzaklaşmaya başladığı sırada Turgut'a kürekle vurması şeklinde gelişen eyleminde meşru müdafaanın unsurlarının oluşmadığı sanık lehine haksız tahrik hükümlerinin uygulanabileceği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm tesisi,

2- 2.10.2004 gün ve 25611 sayılı Resmi Gazete ile yayımlanarak 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 7. maddesinin 2. fıkrasında "suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur" şeklinde düzenleme yapılmış, 5252 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun'un 9. maddesinde ise, lehe olan hükümlerin uygulanması usulleri belirlenmiş, bu kanunun 12. maddesi ile de 765 sayılı Türk Ceza Kanunu yürürlükten kaldırılmıştır. Ayrıca 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile yargılamanın nasıl yapılacağına ilişkin kurallar yeniden düzenlenmiş, 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun'un 18. maddesi ile de, 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu yürürlükten kaldırılmıştır.

Açıklanan tüm bu düzenlemelerin hüküm tarihinden sonra yürürlüğe girmiş olması karşısında 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 7. maddesi ile 5252 sayılı Kanunun 9. maddesi uyarınca sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,

SONUÇ : Bozmayı gerektirmiş o yer C. Savcılarının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan sair yönleri incelenmeyen hükmün bu sebepten dolayı ( BOZULMASINA ), 06.03.2006 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

T.C.
YARGITAY
1. CEZA DAİRESİ
E. 2006/643
K. 2006/5527
T. 11.12.2006
• MEŞRU MÜDAFAA ( Sanığın Eyleminin Etkili Eyleme Etkili Eylemle Karşılık Vermekten İbaret Olduğu - Ölümle Biten Kavgaya Katılma/Beraatına Karar Verilmesi Gerektiği )
• MEŞRU MÜDAFAA ( Ölümle Biten Kavgaya Katılma/Sanığın Eyleminin Etkili Eyleme Etkili Eylemle Karşılık Vermekten İbaret Olduğu - Sınırın Aşılmadığı )
• ETKİLİ EYLEM ( Etkili Eylemle Karşılık Verme - Ölümle Biten Kavgaya Katılma/Meşru Müdafaa Olarak Kabul Edilmesi Gerektiği )
• ÖLÜMLE BİTEN KAVGAYA KATILMA ( Etkili Eyleme Etkili Eylemle Karşılık Verme - Fiilin Meşru Müdafaa Olarak Kabul Edilmesi Gerektiği )
5237/m.25
765/m.464
ÖZET : Sanığın eyleminin etkili eyleme etkili eylemle karşılık vermekten ibaret olduğu, meşru savunmada aşırıya kaçmadığı anlaşıldığı halde, 5237 sayılı TCK'nun 25 maddesi uyarınca hakkında ceza tertibine yer olmadığına ve beraatına karar verilmesi gerektiği gözetilmeden ölümle biten kavgaya katılma suçundan hüküm kurulması, Yasaya aykırıdır.

DAVA : M...'yı kasten öldürmekten sanık O..., işbu ölümle biten kavgaya katılmaktan sanık S... 'ın yapılan yargılanmaları sonunda; Hükümlülüklerine ilişkin İzmir Dördüncü Ağır Ceza Mahkemesinden verilen 18.07.2005 gün ve 395/220 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi sanıklar ile müdahil vekili tarafından istenilmiş olduğundan dava dosyası C.Başsavcılığından tebliğname ile Dairemize gönderilmekle incelendi ve aşağıdaki karar tesbit edildi:

KARAR : 1- Müdahil vekilinin duruşmalı inceleme isteminin yetkisizlik nedeniyle; sanık O... müdafiinin duruşmalı inceleme isteminin ise yasal süreden sonra olması nedeniyle CMUK.nun 318. maddesi gereğince reddine karar verilmiştir.

2- Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanık O...'un adam öldürme suçunun sübutu kabul, oluşa ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde suç niteliği tayin, tahrike ve takdire ilişen cezayı azaltıcı sebeplerin nitelik ve derecesi takdir kılınmış, savunması inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümde isabetsizlik görülmemiş olduğundan müdahiller vekilinin olayda haksız tahrik bulunmadığına, sanık O... müdafiinin olayda meşru müdafaa bulunduğuna vesaireye ilişen ve yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle re'sen de temyize tabi bulunan hükmün tebliğnamedeki düşünce gibi ONANMASINA,

3- Sanık S... hakkında kurulan hükümle ilgili incelemede;

Oluşa ve delillere göre; sanığın eylemi, etkili eyleme etkili eylemle karşılık vermekten ibaret olduğu, meşru savunmada aşırıya kaçmadığı anlaşıldığı halde, 5237 sayılı TCK'nun 25 maddesi uyarınca hakkında ceza tertibine yer olmadığına ve beraatına karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde ölümle biten kavgaya katılma suçundan hüküm kurulması,

SONUÇ : Yasaya aykırı olup sanık S... müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden sanık hakkında kurulan hükmün tebliğnamedeki düşünce hilafına BOZULMASINA, 11.12.2006 günü oybirliği ile karar verildi.

T.C.
YARGITAY
1. CEZA DAİRESİ
E. 2007/6258
K. 2007/9115
T. 5.12.2007
• MEŞRU SAVUNMA ( Öldürüleceği Korkusuna Kapılan Sanığın Üzerinde Taşıdığı Ruhsatsız Tabancasını Çıkararak Silahlı Saldırının Devamı Sırasında Maktule Ateş Ettiği ve Ölümüne Neden Olması Eylemi )
• ADAM ÖLDÜRME ( Öldürüleceği Korkusuna Kapılan Sanığın Üzerinde Taşıdığı Ruhsatsız Tabancasını Çıkararak Silahlı Saldırının Devamı Sırasında Maktule Ateş Ettiği ve Ölümüne Neden Olması Eyleminin Meşru Savunma Koşullarında Gerçekleştirildiği )
5237/m.25
765/m.50,59,448
ÖZET : ... Öldürüleceği korkusuna kapılan sanığın, üzerinde taşıdığı ruhsatsız tabancasını çıkararak, silahlı saldırının devamı sırasında maktule ateş ettiği; maktulün biri sağ bacak diz üzerinden, diğeri göbek sağ taraftan olmak üzere iki yerinden yaralandığı ve batındaki büyük damar parçalanması sonucu öldüğü, öldürme eyleminin meşru savunma koşullarında gerçekleştirildiği ve meşru savunmada aşırıya kaçılmadığı anlaşıldığı halde, 5237 sayılı TCK'nın 25. maddesi uyarınca beraat kararı verilmesi yerine, 765 sayılı TCK'nın 448.,50. ve 59. maddeleri uyarınca karar verilmesi, yasaya aykırıdır.

DAVA : Dava dosyası C.Başsavcılığı'ndan tebliğname ile Dairemize gönderilmekle incelendi ve aşağıdaki karar tespit edildi:

KARAR : 1 ) Sanık hakkında 6136 sayılı Kanun'a muhalefet suçundan verilen 11.05.2005 tarihli mahkumiyet kararının, ... kesinleştiği anlaşılmakla,... sanık müdafii ile müdahiller vekilinin bu hükme yönelik temyiz istemlerinin CMUK'nın 317. maddesi uyarınca reddine karar verilmiştir.

2 ) Öldürme suçuna hasren yapılan temyiz incelemesinde,

Toplanan deliller karar yerinde incelenip,sanığın suçunun sübutu kabul edilmiş,incelenen dosyaya göre bozma üzerine verilen hükümde bozma nedeni dışında isabetsizlik görülmemiş olduğundan,sanık müdafiinin eksik incelemeye yönelen, müdahiller vekilinin,sanık hakkında yasal sınırın aşılması halinin uygulanmaması gerektiğine ilişen ve yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine,

Ancak;

Oluşa, dosya içeriğine ve tanık anlatımlarına göre, olay günü maktulün, kendisinin hayvan otlattığı yer yüzünden şikayet ettiğini düşündüğü sanıkla önce tartışmaya girdiği, orada bulunanlarca ayrıldıkları, bu aşamada maktulün, sanığa "bu burada kalmaz, seninle görüşeceğiz" dediği, aynı gün içinde aynı mevkide koyun otlatmaya çıkan maktulün ve sanığın karşılaştıkları, olay yerinde maktulün, sanığın üzerine yürüdüğü, sanığın gelmemesi için uyarmasına rağmen, gelip sanığa bastonuyla vurduğu, daha sonra silahını çeken maktulün 4 metre mesafeden sanığa doğru iki el ateş ettiği, nitekim, maktulün tabancasıyla uyumlu olduğu ekspertiz raporuyla sabit olan bir kovanın olay yerinde, diğer bir kovanın da maktulün tabancasında sıkışmış vaziyette bulunduğu; öldürüleceği korkusuna kapılan sanığın, üzerinde taşıdığı ruhsatsız tabancasını çıkararak, silahlı saldırının devamı sırasında maktule ateş ettiği; maktulün biri sağ bacak diz üzerinden, diğeri göbek sağ taraftan olmak üzere iki yerinden yaralandığı ve batındaki büyük damar parçalanması sonucu öldüğü, öldürme eyleminin meşru savunma koşullarında gerçekleştirildiği ve meşru savunmada aşırıya kaçılmadığı anlaşıldığı halde, 5237 sayılı TCK'nın 25. maddesi uyarınca beraat kararı verilmesi yerine, 765 sayılı TCK'nın 448.,50. ve 59. maddeleri uyarınca karar verilmesi,

SONUÇ : Yasaya aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmekle, hükmün tebliğnamedeki düşünce gibi ( BOZULMASINA ), 05.12.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.