 |
Alıntı: |
 |
|
|
 |
Yazan avukat.derviş.yıldızoğlu |
 |
|
|
|
|
|
|
Sayın Av.Kaşdrpolat u çok bahsettiğiniz Yargıtay kararını paylaşırsanız daha faydalı bir tartışma olacağı kanaatindeyim. Ayrıca; menkul mallarda mülkiyetin, zilyetliğin teslimi ile mülkiyetin geçtiği doğrudur. Ancak bu durum, mülkiyetin başkaca şekilde ispatı mümkün olmadığı durumlarda geçerli olmak üzere kabul edilmiş bir karinedir.
Araçlar içinse ayrık bir durum vardır Şöyle ki; her ne kadar araç, menkul mal ise de, mülkiyeti ispat etmeye yarayan tescil birimi ve tescil belgesi bulunmaktadır. Yani bu anlamda araçların, gayrimenkullerden bir farkı kalmamaktadır. Yani menkul mallara ilişkn karine, araçlar açısından uygulama olasılığı bulmamaktadır. Eğer öyle olsa idi, her araç zilyetliğini tesli alan malik olur ve ayrıca bir işlem yapılmasına gerek kalmazdı. Düşünüldüğü zaman, kanuna uygun bir durum olmadığı ortaya çıkıyor.
|
|
 |
|
 |
|
Sayın meslektaşım, Noter satışı ile yapılmamış araç alım-satımında, mülkiyet resmiyette geçmediği doğru. Aksine birşey de demedim. Ama burada üzerinde durduğum konu başka. Noterde yapılmamış bir işlem neticesinde yani HARİCEN SATAŞ ta, aracın teslimi anında PARA ALINMIŞ KABUL EDİLİR.
Dünden bu yana söz konusu dava dosyasını bulmaya çalışıyorum. Sizinle söz konusu yargıtay kararını, bulur bulmaz paylaşamağım.