Mesajı Okuyun
Old 02-02-2010, 14:19   #3
ISIL YILMAZ

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
11. HUKUK DAİRESİ
E. 2002/1721
K. 2002/5220
T. 27.5.2002
• ŞİRKET GENEL KURULUNUN İPTALİ TALEBİ ( Hisse Sahiplerine Süresinde Davetiye Tebliğ Edilmediği Gerekçesiyle )
• DAVETİYENİN SÜRESİNDEN SONRA TEBLİĞİ İDDİASI ( Şirket Genel Kurulunun İptali Talebi )
• GENEL KURULUN İPTALİ TALEBİ ( Şirket Ortaklarına Süresinde Davetiye Gönderilmediği Gerekçesiyle )
• SÜRE ( Şirket Genel Kurulunun Bildirilmesi İçin Ortaklara Gönderilecek Davetiyede )
6762/m.368
ÖZET : Şirket genel kurul toplantısına çağrı ile ilgili tebligat işleminin TTK.nun 368. maddesinde öngörülen 15 günlük süre içinde postaya verildiğinin anlaşılmasına göre, genel kurulun iptaline ilişkin talebin reddinde isabetsizlik yoktur.

DAVA : Taraflar arasında görülen davada İstanbul Asliye 8.Ticaret Mahkemesince verilen 19.6.2001 tarih ve 2001/289-714 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi Ahmet Susoy tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

KARAR : Davacılar vekili, ( 5.000.000.000 )lira, sermayeli davalı şirketin ( 1.100.000.000 )lirasına tekabül eden ( 1.100.000 )nama yazılı hisse senedinin müvekkili Arvin Sezere ( 550.000.000 )liraya tekabül eden ( 550.000 )nama yazılı hisse senedinin ise müvekkili Zaruhi Tekere ait olduğunu, davalı şirketin 1998 yılı olağan genel kurul toplantısını 6.10.1999 tarihinde yaptığını, ancak TTK.nun 368.maddesi hükmüne aykırı olarak en az 15 gün önceden taahhütlü mektupla müvekkillerinin toplantıya davet edilmediğini, davet mektuplarının müvekkillerinin eline 11.10.1999'da ulaştığını, davalı şirketin müvekkilleriyle ve onlarla birlikte hareket eden Vartanuş Sezere ait toplam %44 hisse sahibine söz hakkı tanımamak ve genel kurul kararlarının iptali yolunu kapamak için genel kurul toplantı gününden sonra ellerine geçecek şekilde davetiye gönderdiğini, bu durumun emredici nitelikteki TTK.nun 368.maddesine aykırı olduğunu ileri sürerek, 6.10.1999 tarihli genel kurul toplantısının ve bu toplantıda alınan tüm kararların iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili, müvekkili şirketin yönetim kurulunun almış olduğu kararla, 1998 yılı genel kurul toplantısının 6.10.1999 da yapılmasına karar verildiğini, 16.9.1999 tarihinde Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde, 11.9.1999 tarihinde mahalli gazete ilanlarının yapılıp, aralarında davacılarında bulunduğu tüm ortaklara 17.9.1999 tarihinde iadeli taahhütlü mektuplarla toplantı tarihinin bildirildiğini, postadaki gecikmeden müvekkili şirketin sorumlu olamayacağını, kaldı ki, salt çağrıdaki usulsüzlüğün genel kurul toplantısının ve alınan kararların iptalini gerektirmeyeceğini savunmuştur.

Mahkemece, iddia, savunma ve dosyadaki kanıtlara nazaran, toplantı ilan ve davetlerinde yasaya aykırı bir yön bulunmadığı, bir an için davetin TTK.nun 368.maddesine aykırı olduğu kabul edilse bile, bu hususun davacılara sadece iptal davası açma hakkı verip, başlı başına genel kurulun iptalini gerektirmeyeceği, ayrıca alınan kararların Yasaya, anasözleşmeye ve iyiniyet kurallarına aykırı olduğunda iddia ve ispatlanmasının gerektiği, davacıların böyle bir durumu iddia ve ispat edemedikleri gerekçeleriyle, davanın reddine karar verilmiştir.

Karar, davacılar vekilince temyiz edilmiştir.

Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve toplantıya çağrı ile ilgili tebligat işleminin TTK.nun 368.maddesinde öngörülen 15 günlük süre içinde postaya verildiğinin anlaşılmasına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacılar vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA,4.960.000 lira temyiz ilam harcından peşin harcın mahsubu ile temyiz edenden alınmasına, 27.5.2002 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.