Mesajı Okuyun
Old 02-02-2010, 13:39   #2
senerx

 
Varsayılan 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu

Merhaba İpek Keskin;
6762 sayılı Kanunun 368 maddesinde "Umumi heyetin toplantıya daveti, esas mukavelede gösterilen şekil ve surette ve her halde 37 nci maddede anılan gazete ile ilan ve toplantı günleri dahil olmamak üzere, toplantı vaktinden en az iki hafta önce yapılmak lazımdır. Hisse senetleri nama yazılı olan pay sahipleriyle önceden şirkete bir hisse senedi tevdi ederek ikametgahını bildiren pay sahiplerine, taahhütlü mektup gönderilmesi suretiyle de toplantı günü bildirilir. " denmiştir.Fakat Yargıtay bu yüzden incelediğim kadarıylatoplantıyı iptal etmemiştir. Yargıtayın bununla ilgili bircok içtihatı bulunmaktadır.Ben size karar ve esas numaralarını gönderiyorum.Ulaşamadıklarınız olursa haber veriniz.Ayrıca bir kararı burda yayınlıyorum.İyi Çalışmalar
Saygılarımla

E: 2004/4540 - K: 2005/1112E: 2003/13751 - K: 2004/10029E: 2003/8748 - K: 2003/10498E: 2002/1721 - K: 2002/5220E: 2001/10204 - K: 2002/2499E: 2001/2353 - K: 2001/2618E: 2000/8343 - K: 2000/10301E: 2000/7042 - K: 2000/8225E: 2000/7263 - K: 2000/8047E: 1999/5453 - K: 1999/9909E: 1998/9105 - K: 1999/801E: 1998/7636 - K: 1998/7820E: 1998/2468 - K: 1998/4079E: 1998/516 - K: 1998/2109E: 1997/1583 - K: 1997/3686E: 1993/4926 - K: 1994/4130E: 1993/597 - K: 1993/7050E: 1991/6466 - K: 1993/563E: 1989/6155 - K: 1989/6157E: 1988/6622 - K: 1989/3823E: 1988/3862 - K: 1989/812E: 1988/3535 - K: 1989/537E: 1989/61 - K: 1989/61E: 1985/5786 - K: 1986/144E: 1982/3800 - K: 1982/3992E: 1973/4688 - K: 1973/5278
YARGITAY
Onbirinci Hukuk DairesiEsas No: 2004/4540Karar No: 2005/1112Tarih: 14.2.2005

KARAR :
Davacı, davalı kooperatifin ortağı olduğunu, davalı kooperatifin 2.3.2002 tarihli genel kuruluna çağrılmadığı gibi, haricen öğrendiği genel kurula gittiğinde kendisinin genel kurula alınmadığını, kendisi haricindeki ortakların kur'aya katıldığını, yine yapılan inşaatların kur'a çekilecek düzeyde bulunmadığını ileri sürerek, 2.3.2002 tarihli genel kurulda alınan kararların iptalini talep etmiştir.
Davalı temsilcisi, davacıya telefonla ve sözle genel kurulun bildirildiğini, ancak davacının kooperatiften istifa edeceğini bildirerek genel kurula katılmadığını, davacıya 4. kat dairenin teklif edilmesine rağmen uzlaşma sağlanamadığını, davacının kötüniyetli olduğunu savunarak, davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından davanın kısmen kabulü ile 2.3.2002 tarihli genel kurul kararının kur'a çekimine ilişkin 9. maddesinin iptaline karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava, kooperatif genel kurulunda alınan kararların, yasa, anasözleşme ve iyiniyet kurallarına aykırı olduğu iddiası ile iptal edilmesine ilişkindir. Kooperatiflerde genel kurul toplantısına çağrının usulsüz yapılması veya yapılmaması halinin müeyyidesinin bu toplantıda alınan kararların yokluğu mu, yoksa iptal edilebilirliği mi olduğu hususu Türk doktrininde tartışmalı olup, çoğunluk düşüncesi, hukuki işlemlere güvenlik getirme amacı da dikkate alınarak bu nevi sakatlıkların müeyyidesinin iptal edilebilirlik olduğu kabul edilmektedir.
Dairemizin bu konuda istikrar kazanmış inançlarına göre, KOOP.K.nun 98. madde delaleti ile uygulanan, T.T.K.nun 368. maddesi emredici nitelikte ise de, aynı yasanın 381. maddesinde çağrıda usulsüzlük halinin genel kurula bu nedenle katılamayan ortaklara bu toplantıda alınan kararların iptali davası açma hakkını verdiği açıkça düzenlendiğine göre, bu husus kanun koyucunun da bu hükme aykırılığın müeyyidesini yokluk olarak kabul etmediğini açıkça göstermektedir. O halde mahkemece, genel kurul kararlarının salt çağrı noksanlığı nedeniyle iptaline yönelik kararı yerinde olmayıp, bu hususun ancak iptal edilebilirlik nedeni olarak nitelendirilerek çağrının usulsüzlüğünü iddia eden tarafın ayrıca, genel kurul toplantısında alınan kararların, yasa, anasözleşme veya iyiniyet kurallarına aykırı olduğunu da iddia ve ispat etmesi zorunlu olup, dava konusu genel kurul kararında anılan hususların bulunmadığı anlaşıldığından, mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 14.02.2005 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.