Mesajı Okuyun
Old 30-01-2010, 23:14   #4
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan av ahmet çamyar
ilginize teşekkür ederim istirdat davasının gerekçesi tefecilikten mahkumiyet olarak gösterilmiş

izin almadan ödünç para verme işleri bildiğiniz üzere Tefecilik sayılarak, Ödünç Para Verme İşleri Hakkında KHK'nin 9. maddesine göre yasaklanmıştır.

Alıntı:
: TEFECİLİK SAYILAN İŞLEMLER

MADDE 9 - (Değişik: KHK/545 - 21.6.1995 / m.9) Bu Kanun Hükmünde Kararname uyarınca ikrazatçılık yapmak üzere izin alınmadan, faiz veya her ne ad altında olursa olsun, bir ivaz karşılığı veya ipotek almak suretiyle, ödünç para verme işlemlerinin yapılması veya bu işlerin meslek ittihaz edilmesi ve Kanun Hükmünde Kararname uyarınca alınan ikrazatçılık izni iptal edildiği halde, ödünç para verme işlerine devam edilmesi, tefecilik sayılır.

Tefecilik yaptığı mahkemece sabit görülenlerin işyerleri, Valiliklerce kapatılır."

Bu suçu işleyenlere para ve hapis cezası verilmesi ve işyerlerinin kapatılması hususu esas itibariyle tefeciye uygulanan bir yaptırımdır.

Ancak sözkonusu KHK'nin 14. maddesine göre izin alan ikrazatçıların yazılı sözleşme yapmamaları halinde ödünç akdi geçersiz sayılmaktadır. İzin aldığı halde yazılı sözleşme yapmayanın ödünç akdi geçersiz ise, hiç izin almayan tefecinin yaptığı ödünç akdinin geçersiz olacağı hususu evleviyet icabıdır.

Bu olayda tefeci olduğu mahkeme hükmü ile sabit olan taraf ile ödünç alan arasında 14. madde çerçevesinde geçersiz bir ödünç sözleşmesi iddiası dile getirilebilir ve BK.108 dairesinde herkes verdiğinin iadesini isteyebilir. Bu itibarla ana paralar mahsuben düşülerek, ödenen faiz bölümünün istirdatı mümkün olabilmelidir (Diye düşünüyorum)