|
Sayın Av. Özge TOSUN, meslekle ilgili tespitlerinize aynen, çözüm önerilerinize ise bir ölçüde katılıyorum.
Avukatlar olarak bizler mesleğimizi icra ederken aynı zamanda kamu hizmeti görmüş oluyoruz. Bu açıdan adalet mekanizmasında doğrudan görev alan savcı, hakim, avukat ve diğer çalışanların özellikle mali yönden (ülke şartlarının elverdiği ölçüde) güçlü kılınması gerektiğine inanıyorum. Yoksa bir Yargıtay başkanının ifade ettiği gibi, "vicdanıyla cüzdanı arasına sıkışmış" kişilerle sağlıklı yürüyen bir adalet mekanizmasının kurulması mümkün değildir. Mali yönden zayıf kılınmış hakim, savcı, avukatla adaleti mülkün temeli kılmak imkansızdır. Şayet adalet mekanizmasında görev alan kişileri mali yönden güçlü kılarsanız, bu durum mesleğe olan ilgiyi artırır, bu da rekabeti doğurur, rekabet te kaliteyi getirir.
Özellikle yeni ruhsatını almış avukatların çok düşük ücretlerle çalıştığı ne kadar gerçekse, bir kısım avukatların çok yüksek gelir elde ettikleri de o kadar gerçek. Yani gelirlerin bölüşümündeki adaletsizlik mesleğimiz için de söz konusu. Çok kişinin çalıştığı, çok yüksek gelir elde eden bürolarımız var... Mesela Avukatlık Kanunu'nda şöyle bir değişiklik yapılsa: "Bir avukat bir başka avukatın yanında ona tabi bir şekilde iş görürse, bu kişiye ödenecek aylık ücret ..........'dan az olamaz ve avukata ödenecek olan aylık ücret haricinde, avukatın bizzat takip ettiği işler sebebiyle elde edilen vekalet ücretinin de %...'ı tabi avukata ödenir." Böyle bir hükümle tabi çalışan avukatların mali sorunu büyük ölçüde çözülmüş olmaz mıydı?
CMK, adli yardım gibi havuz sistemleri etkin kılınsa ve bunlara yenileri eklense, mesela ilk beş yıl için vergiden muafiyet getirilse, bağımsız çalışan avukatların mali sorunları büyük ölçüde çözülmüş olmaz mıydı?
Bunlar çok çok ham fikirler, her yönüyle tartışılabilir. Detaylı düşünüldükten ve sorunu gerçekten çözmek istedikten sonra herkesin ikna olacağı bir formül pekala üretilebilir. Bu arada bir soru: Avukatların mesleki örgütlenmesi için kurulmuş olan barolar siyasi/ideolojik faaliyetler dışında acaba bu tür önemsiz (!) meselelerle ne derece uğraşıyorlardır dersiniz? Siz kendi sorununuzu kendiniz çözmez, çözüm önerileri geliştir(e)mezseniz, birileri gelir bu sorunları belki de size hiç sormadan ve hatta görüşlerinizin tam aksine bir şekilde çözer, siz de bunu seyretmek durumunda kalırsınız, değil mi? Bu gidişle olacak olan da bu zaten...
|