Mesajı Okuyun
Old 20-01-2010, 14:24   #2
Av.Şenel DELİGÖZ

 
Varsayılan

Bilindiği gibi, dava şartlarından biri de taraf ehliyetidir. Hukuk davalarında olduğu gibi (HUMK m. 38 vd.), icra takibinin taraflarının (alacaklı-borçlunun) da, taraf ehliyetine sahip olmaları gerekir. Gerçek kişilerin kişiliği ve bununla birlikte medeni haklardan istifade ehliyeti ölüm ile son bulduğundan (MK m. 27, 1) ölmüş bir kişinin taraf ehliyeti yoktur. 04.05.1978 gün ve 4-5 sayılı İ.B.K.'da belirtildiği üzere, ölü kişi aleyhine dava açılamaz, takip yapılamaz.Somut olay konusu alacak da, malvarlığı haklarına ilişkin olup, mirasçılara intikali mümkün bulunduğundan, ölenin tüm mirasçılarına karşı yeniden icra takibi yapmanızı öneririm. Geçici temsilci aleyhine murisin borcu nedeniyle takip yapılması usule aykırıdır. Miras ortaklığı temsilcisi (TMK .md. 640) özel kayyım niteliğindedir. Türk Medeni Kanununun 431. maddesi uyarınca vasi tayininde usul kayyım (mümessil) için de uygulanır. Temsilci olarak belirttiğiniz kişi bu usule göre tayin edilmiş ise sorun yoktur. Ancak, kendi aralarında temsilci seçmişler ise temsil yetkisi bulunmamakmtadır. Bu hali ile itirazın iptalini talep ederseniz davanız usule ilişkin nedenle red olacaktır -ki bu durumda- tazminata maruz kalmazsınız, esasa ilişkin nedenlerle davayı kaybeder ve ayrıca takip yapmada haksız ve kötüniyetli olduğunuz mahkemece kabul edilir ise tazminata maruz kalırsınız.
KOLAY GELSİN