Mesajı Okuyun
Old 18-01-2010, 12:51   #2
Av.Şenel DELİGÖZ

 
Varsayılan

Anlattığınız olayın temeli vekillik sözleşmesi olup, davanızı özen borcuna aykırılığa dayandırılmalısınız. (BK m. 386-390). Vekil, vekalet görevine konu işi görürken yöneldiği sonucun elde edilmemesinden sorumlu değil ise de, bu sonuca ulaşmak için gösterdiği çabanın, yaptığı işlemlerin, eylemlerin ve davranışların özenli olmayışından doğan zararlardan dolayı sorumludur. Vekilin sorumluluğu, genel olarak işçinin sorumluluğuna ilişkin kurallara bağlıdır. Vekil, işçi gibi özenle davranmak zorunda olup, en hafif kusurundan bile sorumludur (BK m. 321/1). O nedenle müvekkilinizin tedavisini üstlenen hastane ve doktorların meslek alanı içinde olan bütün kusurları, hafif de olsa, sorumluluğun unsuru olarak kabul edilmelidir. Doktor, hemşire ve hastane, hastasının zarar görmemesi için, mesleki tüm şartları yerine getirmek, hastanın durumunu tıbbi açıdan zamanında ve gecikmeksizin saptayıp, somut durumun gerektirdiği önlemleri eksiksiz biçimde almak, uygun tedaviyi de yine gecikmeden belirleyip uygulamak zorundadır. Gereken özeni göstermeyen vekil, BK'nun 394/1. maddesi hükmü uyarınca, vekaleti gereği gibi ifa etmemiş sayılmalıdır.
Öyle ise manevi tazminat talep edebilirsiniz, hatta kalıcı iz söz konusu ise ve bu durum sürekli işgöremezlik sonucunu doğruyor ise maddi tazminat da talep edebilirsiniz.
Ödenen paranın iadesi hususuna gelince,vekalet görevini tam ve gereği gibi yapmayan hastaneden geri alabilirsiniz. Tedavinin kabule icbar edilemeyecek derecede ayıplı yapıldığı anlaşılmaktadır. BK'nın 360/1. maddesi gereğince sözleşmeden dönerek bedelin iadesi ve zararın giderilmesini iseme hakkına sahip olduğunuza göre ödenen bedElin iadesini de isteyebilirsiniz.
İYİ ÇALIŞMALAR