Mesajı Okuyun
Old 18-01-2010, 10:24   #2
özfn_34

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan av.cevat
Sayın Meslektaşlarım;
Müvekkil aleyhine açılan iştirak nafakası konulu dava da hakim ara kararında
"Dava tarihinden itibaren küçük için 250TL tedbir nafakası bağlanmasına,tedbir nafakasının davalıdan alınıp davacıya verilmesine"
Ayrıca "davalı velayet davası açtığı ve halen derdest olduğu görüldüğünden velayet davasının sonucunun beklenmesine "kararına hükmetmiştir.
Karşı taraf davanın açıldığı 26.03.2008 tarihinden itibaren nafaka bedelini faizleriyle birlikte ödenmesi için icraya koymuştur.
Bu arada davalının ekonomik gelir durumu mahkemeye sunulmuş ve 3 ayda bir maaş aldığı,davacıların davayı açtığı tarihten itibaren dosyaya dilekçe ile müracaat edip tebligatın yapılması için adres bildirmemize rağmen tarafımıza tebligat yapılmadığı ,halende dosyada tebligat zarfının olmadığını belirtmiştik.
Şimdi karşı tarafın icraya koyduğu meblağ müvekkilin üç ayda bir aldığı maaşın iki katıdır.Doğal olarak böyle bir parayı peşin ödemesi imkansızdır.Bu arada müvekkil 6 yıldır da çocuğunu hiç görememekte,icra ceza mahkemesinde davacı aleyhine açtığı ceza davası da devam etmektedir.Ve velayet davası halen devam etmekte olup,en az 5-6 ay veya 1 yıl daha süreceği görülmektedir.Bu durumda ne gibi bir itirazda bulunabiliriz?Yasal faiz karar tarihinden itibaren mi uygulanır?Ayrıca kararda "aylık" ibaresinin bulunmayışı birşey ifade eder mi? Yardımcı olacak arkadaşlarıma şimdiden teşekkürler.
Tedbir nafakasında faiz karar tarihinden itibaren işlemeye başlar.Kararda aylık ibaresinin bulunmasının bir önem taşımadığı kanaatindeyim.Ayrıca tebbir nafakası maddi anlamda bir ilam değildir ve ilamsız takip yoluyla icraya konulabilir,eğer takibe konulan alacak hükmedilenden fazlaysa İcra Hukuk Mahkemesine şikayet yoluna gidebilirsiniz,ya da müvekkilinizin ödeme gücü yoksa maaşına haciz konulur.İyi çalışmalar dilerim.
T.C.
YARGITAY
2. HUKUK DAİRESİ
E. 2004/898
K. 2004/4371
T. 6.4.2004
• TEDBİR NAFAKASI ( Dava Tarihinden İtibaren Faize Hükmedilememesi )
• FAİZ BAŞLANGICI ( Tedbir Nafakasına Uygulanacak Olan )
• DAVA TARİHİNDEN İTİBAREN FAİZ YÜRÜTÜLEMEMESİ ( Tedbir Nafakasına )

• BOŞANMANIN EKİ NİTELİĞİNDEKİ MADDİ VE MANEVİ TAZMİNAT TALEBİ ( Harca ve Vekalet Ücretine Tabi Olmaması )
• HARCA TABİ OLMAMA ( Boşanmanın Fer'i Niteliğindeki Maddi ve Manevi Tazminat ve Nafaka Talepleri )
• VEKALET ÜCRETİNE HÜKMEDİLEMEMESİ ( Boşanmanın Fer'i Niteliğindeki Maddi ve Manevi Tazminat ve Nafaka Talepleri İçin )
4721/m.174,197
ÖZET : 1- Hükmedilen 400 milyon lira nafakanın dava tarihinden boşanma hükmünün kesinleştiği tarihe kadar olan bölümünün tedbir, sonrasının ise yoksulluk nafakası olduğu anlaşılmaktadır. Karar altına alınan tedbir nafakasının her an doğup işleyen bir hak olduğu nazara alınmadan dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesi doğru değildir.
2- Boşanma davası içerisinde Türk Medeni Kanununun 174. maddesine dayanılarak istenilen maddi ve manevi tazminat ile nafakalar boşanmanın eki niteliğinde olup ayrı bir harca tabi olmadığı gibi, bu taleplerin reddi veya kabulü halinde taraflar yararına vekalet ücretine de hükmedilemez.

DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hükmün temyizen mürafaa icrası suretiyle tetkiki istenilmekle duruşma için tayin olunan bugün temyiz eden Ünal C. ve karşı taraf Ziynet C. vekili Av. Ahmet Gül geldi. Gelenlerin konuşması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için duruşmadan sonraya bırakılması uygun görüldü. Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre davalının aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.

2-a-Hükmedilen 400 milyon lira nafakanın dava tarihinden boşanma hükmünün kesinleştiği tarihe kadar olan bölümünün tedbir, sonrasının ise yoksulluk nafakası olduğu anlaşılmaktadır. Karar altına alınan tedbir nafakasının her an doğup işleyen bir hak olduğu nazara alınmadan dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesi doğru değildir.