Mesajı Okuyun
Old 15-01-2010, 12:09   #5
HaticeBilgici

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY
13.Hukuk Dairesi

Esas: 1987/1020
Karar: 1987/1233
Karar Tarihi: 03.03.1987

ÖZET: Somut olayda davacının senetde borçlu gözüken M'ye alacağın tahsil maksadıyla başvurmadığı anlaşılmaktadır. Oysa davacı, öncelikle esas borçlu M' yi ifaya zorlamalıdır. Ancak bu yolla bir sonuç alamadığı takdirde, temlikin ivazlı olması halinde alacağı temlik eden davalıdan dava konusu miktarı isteyebilir.

(818 S. K. m. 162, 163, 169)
Dava: Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda, ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine; dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Karar: Davacı, alacaklısı davalı borçlusu Mahmut olan 1.216.000 lira bedelli senedin, davalı tarafından 800.000 lirasının, kendisine, senedin arkasını imzalamak suretiyle devredildiğini, muhtelif uyarılara rağmen bu miktarın kendisine ödenmediğini, son olarak yapılan ilamsız icra takibine de itiraz edildiğini ve bu suretle takibin durdurulduğunu ileri sürerek, 200.000 lira alacağın faiziyle birlikte davalıdan alınmasını istemiştir.
Davalı, senet borçlusu Mahmut'la davacının akraba olduğunu ve davacının borçlu tarafından ödenmeyen senet bedelinin 800.000 lirasını Mahmut'dan tahsil edebileceği sözüne inanarak ve tahsil amacıyla söz konusu kısmi ciroyu yaptığını, senet arkasındaki cironun kısmi ciro olması nedeniyle batıl olduğunu, ilişkinin alacağın temliki olarak nitelendirilmesi halinde de, temlikin ivazsız olması nedeniyle kendisinin sorumlu tutulamayacağını böylece davacının kendisinden alacaklı olmadığını ileri sürerek davanın reddini dilemiştir.
Mahkeme yanlar arasında alacağın temliki ilişkisi bulunduğu ve bononun sebepten ari olduğu gerekçesiyle 800.000 liranın davalıdan tahsiline karar vermiş ve hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, temlik nedeniyle açılmış bir alacak davasıdır. Alacağın temlikiyle temlik eden, temlik edilen alacağın takip ve tahsil etme yetkisini temellük edene devretmektedir. Yani alacağı devralan kişi alacaklı olduğunu kanıtlamak koşuluyla evvelki alacaklının yerine geçerek, esas borçludan ifayı istemek ve gerektiğinde onu ifaya zorlamak hakkına sahiptir. Somut olayda davacının senetde borçlu gözüken Mahmut'a alacağın tahsil maksadıyla başvurmadığı anlaşılmaktadır. Oysa davacı, öncelikle esas borçlu Mahmut'u ifaya zorlamalıdır. Ancak bu yolla bir sonuç alamadığı takdirde, temlikin ivazlı olması halinde alacağı temlik eden davalıdan dava konusu miktarı isteyebilir. Mahkemenin bu yönleri gözden kaçırarak dava konusu alacağın davalıdan tahsiline karar vermesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın (BOZULMASINA), istek olursa peşin harcın iadesine, 3.3.1987 gününde oybirliği ile karar verildi.