 |
Alıntı: |
 |
|
|
 |
Yazan Av.Ali GÖKBAYRAK |
 |
|
|
|
|
|
|
Değerli arkadaşlar;
Müvekkilimin HUMK.'nun 293. maddesinde sayılan derecede yakın akrabasına (kardeşine) verdiği borç paranın iade edilmemesi sebebine dayalı ilamsız icra takibi yaptık. Borçlu yetkiye ve borca itiraz etti, icra takibi durdu. Borç para alış verişi Konya'da olmuş, borçlu Ankara'da ikamet ediyor. Bilindiği üzere, akdi ilişkinin inkar edilmesi halinde artık HUMK.'nun 10. ve BK.'nun 73. maddeleri uygulanmaz. Öte yandan, HUMK.'nun 293. maddesi gereği tarafların yazılı sözleşme yapmaları zorunlu olmayıp, taraflar iddialarını tanık beyanları ile ispat edebilirler. Bu durumda "borç para alış verişinin Konya'da gerçekleştiğini ve borçlunun inkar ettiği akdi ilişkinin varlığını" ispat amacıyla tanık dinlenebilir mi? Zira borçlunun inkar ettiği akdi ilişkiyi ispat ettiğimizde, HUMK.'nun 10. ve BK.'nun 73. maddeleri gereği yetki itirazının reddine karar verilmelidir diye düşünüyorum. Mahkeme hakimi ise, yetki itirazının esasa girilmeden önce incelenmesi gerektiğini ve borçlunun akdi ilişkiyi inkar etmesi nedeniyle HUMK. 9. maddesi gereği yetki itirazının yerinde olduğunu düşünüyor. Zira benim ısrarla "akdi ilişkiyi ispat için tanık dinletmek istemem" üzerine, benden tanık dinlenebileceğine dair içtihat bulmamı istedi Elinde konuya ışık tutacak içtihat bulunan veya başından benzer bir olay geçen arkadaş varsa, paylaşabilir mi? İlginize şimdiden teşekkürler...
|
|
 |
|
 |
|
Merhabalar;
Yetki itirazı, akdi ilişkinin inkarı ile birleşiyorsa Mahkemenin yapması gereken iş, inkar edilen akdi ilişkinin mevcut olup olmadığını araştırmak, varlığına kani olursa itirazı reddetmek, yokluğuna kanaat getirirse itirazı kabul etmekten ibarettir. Zira akdi ilişkinin varlığı iddiasıyla yapılan takibi, salt akdi ilişki inkar edildiği için genel yetki kuralına tabi tutmamak gerekir.
(İçtihatları ekleyeceğim)
Saygılarımla...