Mesajı Okuyun
Old 12-01-2010, 22:27   #2
Av.Hasan Uğur

 
Varsayılan

Orman şerhinin kaldırılmasına ilişkin dava reddedildiğine göre arsanın geçmişinin orman olduğu, kadastro sırasında hata yapıldığı ve bu hata sonucu tapuya tescil edildiği anlaşılıyor.Bu nitelikteki yerler için Hazine tapu iptali ve tescil davaları açıp, geçmişi orman olan yerlerin tapuları iptal edilerek Hazine adına tescil ediliyor. 20 HD. nin bu konu ile ilgili çok sayıda kararı var. 20.HD. , Kadastro Yasasının 12. maddesinde yapılan değişikliğin de ( 10 yıllık dava açma süresinin kamu için de geçerli olduğuna ilişkin ) bu gibi durumlarda uygulanamayacağına karar veriyor.
Bana göre burada kamulaştırmasız el koyma nedeniyle bedel davası açılamaz. Bu davanın açılabilmesi için el koymanın haksız olması gerekir. Geçmişi orman olduğu için inşaatın yaptırılmaması işlemi haksız bir işlem sayılamaz.
Ormanların özel mülke konu olamayacağı Anayasa hükmü. Geçmişte hatalı çalışma sonucu tapu verilmesi,ormanlık alanların özel mülke konu olacağı anlamına gelmez.
Tapunun iptali ve Hazine adına tescili durumunda dahi Yargıtay, tapu sahibinin gördüğü zararın tapu sicilinin tutulmasından doğan bir zarar olmadığına, bu nedenle Hazine'nin tazminatla sorumlu tutulamayacağına, tapu sahibinin kiminle sözleşme yapmışsa zapta karşı tekeffül çerçevesinde ona başvurabileceğine ve ödediği parayı ondan isteyebileceğine karar veriyordu. Ancak Yargıtay'ın bu görüşünün aksine zarardan Devletin sorumlu olması gerektiğine ilişkin İnsan Hakları Mahkemesi kararları var ( Güneş - Türkiye Davası ).
Ormanla ilgili olmasa da kıyı kenar çizgisi nedeniyle tapusu iptal edilenlerin Hazine aleyhine açtıkları tazminat davaların kabulü yönünde verilen kararların onandığına ilişkin benim bildiğim bir kaç Yargıtay kararı var. İnsan Hakları Mahkemesi kararları çerçevesinde tapu sahinin zararından bana göre Hazinenin sorumlu olması gerekir. Ancak bu konu ile igili Yargıtay'ın netleşmiş bir görüşü sanırım yok. Konuya biraz farklı baktım.
Çalışmalarınızda başarılar dilerim.