|
T.C. YARGITAY
11.Ceza Dairesi
Esas: 2000/6764
Karar: 2000/9220
Karar Tarihi: 23.11.2000
TAZMİNAT DAVASI - İCRA MEMURUNUN TEDBİR VE İHTİLAFLI PARADAN ÖDEME YAPMASI - İCRA MÜDÜRLÜĞÜNÜN TAKİP EDİLMEKTE OLAN BİR PARA ALACAĞINA MAHSUBEN ÜÇÜNCÜ ŞAHIS TARAFINDAN YAPILAN ÖDEMELERİ KABUL İLE MECBUR OLDUĞU - BAKANLIK HAKKINDAKİ DAVANIN REDDİ GEREĞİ
ÖZET: Takip edilmekte olan bir para alacağına mahsuben üçüncü şahıs tarafından yapılan ödemeleri kabul ile mecbur olan İcra Müdürlüğü'nün yaptığı işlemlerde usul ve yasaya aykırılık olmayıp, bu nedenle davalı Bakanlık hakkındaki davanın reddine karar vermek gerekir.
(2004 S. K. m. 12, 89, 99, 100)
Dava: Taraflar arasındaki davanın Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesince görülerek verilen 20.4.2000 tarih ve 1999/638-2000/257 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi duruşmalı olarak davalılar vekilleri tarafından istenmiş olmakla duruşma için belirlenen 21.11.2000 günde davacı avukatı Serdar Özersin ile davalılar avukatları Bülent Ensar ve Ümit Pamukçu gelip, temyiz dilekçesinin de süresinde verildiği anlaşıldıktan ve duruşmada hazır bulunan taraflar avukatları dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakılmıştı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi Harun Kara tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Karar: Davacı vekili, müvekkilinin dava dışı FOB. Ltd. lehine davalı bankaya gelen akreditif bedellerine ihtiyati tedbir koydurduğunu, bilahare işin esası hakkında açılan davanın da müvekkili lehine sonuçlanarak FOB. Ltd. den olan alacağın kesinleştiğini, bu arada davayı kaybedeceğini anlayan FOB. Ltd. Şti.nin ihtiyati tedbirli ihracat bedelinden 525.000 USD.lık kısmını organik bağı olduğu Fazlıoğlu Ltd. Şti.ne devir ve temlik ettiğini, FOB. Ltd. Şti. tarafından keşide edilen 200 milyar lira meblağlı çekin ciro silsilesi ile Cemil Türk'e verildiğini, girişilen icra takibinde borcun kabul edildiğini, davalı Bakanlığın istihdam ettiği icra memurunun usulsüz tebligat işlemleri ile takibin durdurulduğunu ve davalı bankaya İİK. 89/1 haciz ihbarnamesi gönderildiğini, davalı bankanın tedbire rağmen FOB. Ltd. Şti. hesabındaki parayı icra dosyasına gönderdiğini, icra memurunun gelen para üzeninde tedbir ve ihtilaf olduğunu bildiği halde hiçbir araştırma ve sıra cetveli yapmadan takip alacaklısına ödediğini, (395.984.40) USD. zarardan davalıların sorumlu olduğunu ileri sürerek, bu meblağın temerrüt faizi ile birlikte davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı banka vekili cevabında, tedbir kararının sadece aleyhine tedbir istenen için hüküm ifade etmek üzere verildiğini, bu itibarla paranın icra memurunun talebi üzerine gönderilmesinde usulsüzlük bulunmadığını, kaldı ki, tüm takyidatların açıklandığını, müvekkilinin kusur ve sorumluluğunun bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı Adalet Bakanlığı vekili de cevabında, icra memurunun işlemlerinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığını, diğer davalı ödemesinin üçüncü kişi ödemesi niteliğinde olup, İİK. nun 100. maddesi gereğince derece kararı alınmasını gerektirir bir durum olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia ve savunmaya, toplanan delillere nazaran, davalı bankanın ihtiyati tedbir kararına rağmen FOB. Ltd. Şti. hesabındaki parayı icra müdürlüğüne göndermekle kusurlu ve sorumlu olduğu, diğer davalının istihdam ettiği icra memurunun da, gelen para üzerinde tedbir olduğunu bilmesine rağmen takip alacaklısına ödemekle kusurlu ve sorumlu olduğu, kaldı ki, takip konusu çekin keşidecisi ile lehtar şirketin ortaklarının aynı olup, bu hususun icra dosyasından belli olduğu, icra memurluğunun bankanın yazısına rağmen ödeme yapmayıp parayı bekletebileceği, ihtiyati tedbire muhalefet sonuç itibariyle haksız fiil olup, tazminata Türk Lirası cinsinden hükmedilmesi gerektiği sonucuna varılarak, davanın kısmen kabulüne, (170.839.945.676) liranın 5.8.1999 tarihinden yürütülecek %80 ve değişen oranlardaki reeskont faizi ile davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmiştir.
Karar, davalılar vekillerince ayrı ayrı temyiz edilmiştir.
1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve davalı bankanın icra memurluğuna ödemeyi Türk Lirası olarak yaptığına göre, davalı Türk Ekonomi Bankası A.Ş. vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile kararın bu davalı yönünden onanmasına karar vermek gerekmiştir.
2- Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarına gelince; dava, ihtiyari tedbir kararına aykırı davranış ve icra iflas dairesi görevlilerinin kusurlarına dayalı tazminata ilişkindir.
Her ne kadar, davalı Bakanlığın istihdam ettiği icra müdürünün, üzerinde ihtiyati tedbir kararı bulunan parayı üstelik takip alacaklısı ve borçlusu şirket ortaklarının aynı olduğunu bildiği halde takip alacaklısına ödemekle kusurlu olduğu sonucuna varılmış ise de, dosya kapsamına göre bu gerekçeye katılmak mümkün değildir. Evvelemirde belirtmek gerekir ki, icra Müdürü'nün icra takip alacaklısı ve borçlusu şirketlerin ortaklık yapılarını, ortaklarının aynı olup olmadığını araştırma zorunluluğu olmadığı gibi, her tüzel kişiliğin bağımsızlığı ilkesi nazara alındığında ortakları aynı olan şirketlerin birbirleri aleyhine icra takibi başlatmalarında bir hukuki engel yoktur.
Çek hamili dava dışı Cemil Türk tarafından borçlular FOB. Kimya Ltd. Şti., Fazlı İthalat Ltd. Şti. ve Selay Ltd. Şti. aleyhine girişilen icra takibi nedeniyle, icra dosyasına göre üçüncü şahsın (davalı) Türk Ekonomi Bankası A.Ş.ne İİK. 89/1 ihbarnamesi gönderilmesi talep edilmiş, Ankara İcra Müdürlüğü vasıtasıyla tebliğ edilen ihbarnameye karşı, 21.7.1999 tarihli yazısı ile davalı banka itirazda bulunmuştur. Bunun üzerine takip alacaklısı İİK. 99/I ihbarnamesi gönderilmesi talebi İcra Müdürlüğü'nce reddedilmiş ve alacaklının, itiraz ve şikayeti de İcra Hakimliğince reddedilmiştir.
Bu aşamadan sonra üçüncü kişi durumunda olan davalı banka avukatının pek müteamil de olmayan şekilde söz konusu parayı 5.8.1999 tarihinde icra dosyasına tevdi etmek üzere getirdiği anlaşılmakta olup, aynı tarihli İcra Müdürlüğü'ne hitaben yazdığı dilekçe de, bankadaki paraya verilen tedbir kararının sadece taraflarını bağladığı, bu nedenle itirazın geri alındığından bahsedilerek paranın ödenmek istendiği ve bazı diğer takyidatlardan söz edilerek paranın kime ait olacağına İcra Müdürlüğü'nce karar verileceği belirtilmiştir. İcra Müdürlüğü'nün dikkat ve tereddüdü üzerine, tekrar aynı dilekçeye, tedbirden önceki temlik nedeniyle dosyaya paranın yattığı şerh edilip imzalanmıştır. İcra Müdürü aynı gelişmeleri kendisinin düzenlediği 5.8.1999 tarihli icra tutanağına da yazdıktan sonra parayı kabul etmiş ve takip alacaklısına ödemiştir.
Bu açıklanan durum ve olayların gelişimi karşısında, İİK. nun 12. maddesi gereğince, takip edilmekte olan bir para alacağına mahsuben üçüncü şahıs tarafından yapılan ödemeleri kabul ile mecbur olan İcra Müdürlüğü'nün yaptığı işlemlerde usul ve yasaya aykırılık olmayıp, bu nedenle davalı Bakanlık hakkındaki davanın reddine karar vermek gerekirken, bu davalının da sorumlu tutulması doğru olmamıştır.
Sonuç: Yukarıda 1 nolu bentte yazılı nedenlerle davalı Türk Ekonomi Bankası A.Ş. vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddi ile kararın bu davalı yönünden ONANMASINA, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle kararın davalı Adalet Bakanlığı yararına BOZULMASINA, duruşmada vekil ile temsil olunan davalı Adalet Bakanlığı yararına taktir olunan 100.000.000 lira vekillik ücretinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine, 7.687.800.000 lira temyiz ilam harcından peşin harcın mahsubu ile temyiz edenden alınmasına, 23.11.2000 tarihinde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)
Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları
|