Mesajı Okuyun
Old 05-01-2010, 12:03   #7
Av.Şenel DELİGÖZ

 
Varsayılan

Çek mahkumiyeti ile ilgili karar kesinleşmemiş ise temyiz yoluna bayşvurabilirsiniz. Ancak, karar kesinleşmiş ise yazılı emir yoluna gitmenizi öneririm.
Yürürlükten kaldırılan 1412 sayılı Ceza Yargılama Yasasının 343. maddesinde, Yargıtay denetiminden geçmeksizin kesinleşen karar ve hükümlere karşı gidilebilen ve yasa (hukuk) yararı temeline dayanan, <yazılı emirle bozma> denilen olağandışı (olağanüstü) bir yasayolu bulunmaktaydı. 5271 Sayılı Ceza Yargılama Yasasında da bu korunmuştur.

5271 sayılı Ceza Yargılama Yasasının 309.maddesinde yer alan <Kanun yararına Bozma> istinaf ve temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen karar ve hükümlere karşı başvurulan olağandışı (olağanüstü) bir yasa yoludur.

Yasa yararına bozma yolu, yasaların eşit olarak daha doğrusu, aynı (tek) biçimde uygulanmasını sağlamak için salt yasa yararına benimsenmiş olağanüstü bir yasa yoludur. Bu nedenle çarpıcı hukuki aykırılıklara konu edilebilecek sıra dışı bir yasa yoludur.
T.C. YARGITAY
10.Ceza Dairesi

Esas: 2007/6711
Karar: 2008/16830
Karar Tarihi: 17.11.2008

KARŞILIKSIZ ÇEK KEŞİDE ETMEK SUÇU - USULSÜZ TEBLİGAT - SANIĞIN SAVUNMA HAKKININ KISITLANAMAYACAĞI - SUÇA KONU ÇEKLERDEKİ YAZI RAKAM VE KEŞİDECİ İMZASININ SANIĞA AİT OLUP OLMADIĞI HUSUSU

ÖZET: Sanığın çek hesap sahibi şirketteki müdürlük görevinden istifa edip hisselerini devrederek şirketten ayrıldığını, çekteki keşideci imzasının sanığa ait olmadığını belirtmesi; suça konu çeklerdeki keşideci imzasının sanığın dosya içerisinde bulunan imza sirkülerindeki imzasına benzemeyip, şirket ortaklarından İ.'nin imzasına benzediğinin görülmesi karşısında; suça konu çeklerdeki yazı, rakam ve keşideci imzasının sanığa ait olup olmadığı bilirkişi marifeti ile tesbit ettirildikten sonra, sanığın hukuki durumunun tayin ve takdirinde zorunluluk bulunması, bozmayı gerektirmiştir.

(1412 S. K. m. 225) (5271 S. K. m. 195) (7201 S. K. m. 35)

Karşılıksız çek keşide etmek suçundan sanık Cengaver ….… hakkında Antalya 1. Asliye Ceza Mahkemesi’nce yapılan yargılama sonucu, 15.06.2005 tarihinde 2004/106 esas ve 2005/368 karar sayı ile kurulan mahkumiyet hükmünün sanık müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine, aynı Mahkemenin temyiz talebinin süre yönünden reddine ilişkin 29.01.2007 tarih ve 2004106 esas ve 2005/368 karar sayılı ek kararının da sanık müdafii tarafından temyiz edildiği, dava dosyasının Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın bozma isteyen tebliğnamesi ile Dairemize gönderildiği anlaşıldı. Dosya incelendi.

Gereği görüşülüp düşünüldü:

Gerekçeli kararın 7201 sayılı Kanun’un 35.maddesine göre tebliği usulsüz olup, temyiz isteğinin öğrenme üzerine ve süresinde olduğu kabul edildiğinden; temyiz talebinin reddine ilişkin karar kaldırılarak yapılan incelemede:

1- Sanık için CMUK’nın 225. (CMK’nın 195.) maddesi gereğince düzenlenecek uyarılı davetiyenin; öncelikle bilinen son adresine (sanığın Mahkemeye bildirdiği veya daha önce kendisine geçerli bir tebligat yapılmış olan ya da Tebligat Kanunu’nun 35/son maddesinde sayılan kurum ve kuruluşlara sanık tarafından bildirilmiş bulunan adrese) gönderilmesi; tebligat memurunca, sanığın adresini değiştirmesi ve yeni adresinin belirlenememesi nedeniyle davetiyenin tebliği edilemeyerek iade edilmesi durumunda, bu kez Tebligat Kanunu’nun 35.maddesine göre tebliği edilmesi gerektiği gözetilmeden; imza sirkülerinde yazılı olan adrese doğrudan sözü edilen 35. maddeye göre yapılan usulsüz tebligata dayanılarak ve bu nedenle sanığın savunma hakkı kısıtlanarak yazılı biçimde hüküm kurulması,

2- Sanık müdafii temyiz dilekçesinde; sanığın çek hesap sahibi şirketteki müdürlük görevinden istifa edip hisselerini devrederek şirketten ayrıldığını, çekteki keşideci imzasının sanığa ait olmadığını belirtmesi; suça konu çeklerdeki keşideci imzasının sanığın dosya içerisinde bulunan imza sirkülerindeki imzasına benzemeyip, şirket ortaklarından İsmail Yıldız’ın imzasına benzediğinin görülmesi karşısında; suça konu çeklerdeki yazı, rakam ve keşideci imzasının sanığa ait olup olmadığı bilirkişi marifeti ile tesbit ettirildikten sonra, sanığın hukuki durumunun tayin ve takdirinde zorunluluk bulunması,

Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün istem gibi BOZULMASINA, 17.11.2008 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları