Mesajı Okuyun
Old 17-10-2006, 22:38   #2
Jeanne D'arc

 
Varsayılan

Sayın Av.feyzefbal
Ameliyatı yapan doktorun kusuru olduğu ölçüde elbette ki; maddi-manevi tazminat davası açılabilir, buradaki durum da meslek ve sanatta acemilik, gerekli dikkat ve özeni göstermeyerek hastaya yapılan haksız fiildir çünkü. Burada doktordan hareketle, polikliniğe ve özel hastane olsa bile Sağlık Bakanlığı'na bağlı olması hasebiyle de Sağlık Bakanlığı'na da davayı teşmil edebilirsiniz. Bildiğim kadarıyla devlet memuru doktorların çok ağır kusuru varsa; bu şahsi kusur kabul edilerek özellikle doktordan hareketle adli yargıda dava açılıyor idi, ancak doktorun kişisel kusuru çok ağır düzeyde değil ise idarenin hizmet kusurundan bahisle dava idari yargıda görülüyordu. Uygulama değişmiş olabilir, tetkik etmenizi öneririm. THS'de bununla ilgili bir forum da vardı yanlış hatırlamıyorsam.

Ancak ben yerinizde olsaydım ek olarak; idareye (Emniyet Genel Müdürlüğü'ne izafeten İçişleri Bakanlığı'na) karşı, tinercilerin kestiği iki parmak nedeniyle kolluk hizmetlerini yeterince yerine getiremediği, müvekkilinizin güvenliğini sağlayamadığı ve cismani zarara uğramasına sebebiyet olduğu iddiasıyla idareye karşı (güvenlik) hizmet kusurundan dolayı dava açmayı da bir düşünürdüm. Bununla ilgili olarak ilk aklıma gelen tip dava örneği; Taksim'de tinerciler tarafından 5-6 yıl önce öldürülen bir SAT komandosunun varislerince idareye karşı aynı gerekçelerle açılan davadır. Neticesini tam hatırlamıyoru ama sanırım kazanmışlardı. (Birey sosyal sözleşme ile hak ve yetkilerini devlete devretmiştir. Bunun karşılığında idareden, düzen ve emniyetinin sağlanmasını beklemektedir. İdarenin bu görevini tam veya hiç yerine getir/e/memesi nedeniyle bireyin uğradığı zararın tazmini gerekir. Davanın temel iddiası buydu sanırım.)

Saygılarımla.