Mesajı Okuyun
Old 20-12-2009, 01:07   #12
Hak Hukuk

 
Varsayılan Şirket ve Çekteki İmzalar

5941 Sayılı Çek Kanununun önümüzdeki günlerde en çok yorumlanacak, tartışılacak hükmü, herhalde 4.maddenin 2.fıkrası olacaktır:
(2) Tacir tüzel kişi veya onun faaliyetleri ile ilişkilendirilmek kaydıyla, tüzel kişinin gerçek kişi ortakları, ortakların ilgili bulunduğu veya tüzel kişinin veya ortaklarının etkisi altında bulundurduğu gerçek kişiler ile tüzel kişinin yönetim organında görev alan veya temsilcisi sıfatını taşıyan gerçek kişiler adına açılmış olan çek hesapları, tacir tüzel kişiye ait kabul edilir. Söz konusu ilişkinin varlığına yönelik emarelerin bulunması hâlinde, …”

Birkaç hafta önce bir grup işçi geldi büroma.Bir ilçede iki yıl önce kamuya ait büyük bir binayı (7 milyon YTL bedelli) temelinden başlayıp tamamlamışlar. İhaleyi alan Ltd, bina tamamlanmak üzere iken fiilen batık duruma düşmüş ve Şirket sahibi de, ilçedeki malzeme satıcılarına verdiği (şahsına ait hesaptan keşide edilmiş, Şti.nin de aval verdiği) ve karşılıksız çıkan çekler yüzünden halen hapiste. Bu inşaatla ilgili işçilere verilen belgeler hep Şirketin sahibinin şahsi imzasını taşıyor. İşçiler dışındaki alacaklıların elindeki bono, çek vb belgelerde ise firma yöneticisinin hem şahsi, hem de Ltd Şti.ni temsilen imzaları var. Bu kuvvetli alacaklılar icra takibi yapıp içerde kalmış son istihkaka haciz koydurup alacaklarını bugünlerde tahsil etmişler. İşçilerin elinde Şirketi ilzam eden senet yok diye istihkaktan kendilerine bir pay verilmemiş.Kendilerine, “işçi alacağı öncelikle ödenir” dendiği için bugüne kadar dava ve takip yoluna da gitmemişler.Binayı yapanın asıl kendileri oldukları, yapıdan dolayı alacaklı olduklarını ispat yolunda önlerinde uzun bir yol bulunduğunu söyledim. “O zamana kadar içerde bir istihkak kalmaz, hava alırız!” dediler. İşçilerin (işlerini bilmeyenlerin) bu memlekette hava almak üzere yaşadıklarını söylemek geldi içimden.
Yeni Çek Kanununun 4.maddesinin 2. Fıkrası Gelir İdaresi için getirilmiş bir hüküm gibi görünmekte. Hukuki sorumluluk bakımından bir şirket ile onun sahibinin birbirinden ayrı kişilikler olduklarının farkında olmayan safların, aldatılmış duruma düşenlerin çaresizliğini umursayan bir kanun koyucu henüz buralarda pek yok. Ancak önümüzdeki günlerde yeni 4/2. Hükmünün mevzuatımıza girmiş olmasını gerekçe yapıp değinilen çaresizliğe çözüm getirecek hakimler çıkabilecektir diye düşünüyorum.