|
İtirazın kaldırılması yargılaması sonucu verilecek hüküm şekli anlamda kesin hüküm olup, maddi anlamda kesin hüküm niteliğinde olmadığından, menfi tespit davası açabileceğinizi düşünüyorum. İyi çalışmalar..
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
Esas: 2002/12-288
Karar: 2002/306
Tarih: 10.04.2002
ÖZET: Borca yapılmış olan itirazın kaldırılması amacıyla açılmış olan davada, davacı tarafından dayanılan Protokol başlıklı belge İcra İflas Kanununun 68/1.maddesi anlamında bir belge değildir. Bu sebeple de sorunun çözümü yargılamayı gerektirmekte olup, dar yetkili İcra Tetkik Merciinde değil, genel mahkemelerde uyuşmazlığın çözümü yoluna gidilmelidir.
(2004 sayılı İİK. m. 62, 68)
KARAR METNİ:
Taraflar arasındaki "borca itirazın kaldırılması" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Antalya 2.İcra Tetkik Mercii Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 27.01.2001 tarih ve 2000/1082 E- 2001/201 K.sayılı kararın tetkiki davalılar vekilleri tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 12.Hukuk Dairesinin 10.09.2001 tarih ve 2001/12433-13377 s. ilamı ile; (...Takip dayanağı "protokol" başlıklı belgede "Nuri Ş.'nun 1990-1997 yılları içerisinde F... İnş. ve Tic.Ltd. Şti.nde ücretsiz yapmış bulunduğu hizmetlere karşılık kendisine 300.000 USD ödenecektir. Bu meblağ Nuri Ş.'na en geç 31 Temmuz 2000 gününe kadar nakden ödenmiş olacaktır" ibaresi mevcut olup bu sözleşmede hizmetin yapıldığı iddia edilen F... İnş. Tic.Ltd.Şti. taraf olmadığı gibi ödenmesi vaad edilen ücretin karşılığı ücretsiz hizmetin varlığının olup olmadığı, dolayısıyla gerçek kişi borçluların taahhütlerinin geçerliliği, bu sözleşmede şirket taraf olmadığından yargılamayı gerektirir. Mercice itirazın kaldırılması isteminin reddine karar vermek gerekirken yazılı biçimde istemin kabulüne karar verilmesi isabetsizdir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle,yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN : Davalılar vekilleri
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava, adi icra takibine karşı yapılan borca itirazın kaldırılması istemine ilişkindir.
Davacı vekili, borçlunun sadece borca itiraz ettiğinden, senet altındaki imzayı kabul etmiş olacağını bu halde protokolün, İİK.nun m.68/1.de belirtilen kayıtsız şartsız borç ikrarı sayılacağını belirterek itirazın kaldırılmasını ve icra inkar tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
Davalılar vekilleri, sözleşmeye göre asıl borçlu olanın şirket olduğunu, şirket adına yapılan beyanın ortağı bağlamayacağını, ihtilafın çözümünün yargılamayı gerektirdiğini, bu konuda menfi tesbit ve icra takibinin iptali davası açtıklarını bildirerek, bu davanın sonucunun beklenmesini ve davanın reddini istemiştir.
İcra Tetkik Mercileri dar yetkili yargı yerleridir. Yönetsel ve yargısal birtakım görevleri vardır. İcra Tetkik Mercileri münhasıran takip hukukuna ait sorunları çözümler. Buna karşılık işin esası ile ilgili sorunların çözüm yeri genel mahkemelerdir (Talih Uyar. İcra İflas Yasası Şerhi - 1974 Sf. 15 vd.).
İcra Tetkik Mercilerin inceleme ve araştırma yetkilerinin dar, taraflarca ileri sürülebilen delillerin sınırlı olması nedeniyle, itirazın kaldırılması (İİK.m.68) talebi hakkında verdiği karar maddi anlamda kesin hüküm oluşturmaz (Prof.Dr.Baki Kuru Hukuk Muhakemeleri usulü Altıncı Baskı-2001 Cilt VI Sf: 5737 vd.).
Davacı tarafından dayanılan Protokol başlıklı belge İcra İflas Kanununun 68/1.maddesi anlamında bir belge değildir. O halde, sorunun çözüme yargılamayı gerektirdiğinden dar yetkili İcra Tetkik Merciinin değil, genel mahkemelerin yetkisi kapsamındadır. Nitekim borçlu taraf, genel mahkemelerde bir menfi tesbit davası açmış bulunduğundan, ihtilaf konusu protokolün de, enine boyuna orada tartışılacağından, mercice itirazın kaldırılması isteminin reddine karar vermek gerekirken, yazılı biçimde istemin kabulüne karar verilmesi doğru bulunmadığından direnme kararı bozulmalıdır.
S O N U Ç : Davalılar vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Dairenin bozma kararında ve yukarda gösterilen sebeplerden dolayı H.U.M.K.nun 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, istem halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 10.04.2002 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
|