Mesajı Okuyun
Old 10-12-2009, 15:05   #3
Av.Şenel DELİGÖZ

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY
14.Hukuk Dairesi

Esas: 2006/3152
Karar: 2006/4368
Karar Tarihi: 13.04.2006

ÖZET: Somut olayda davalıya yöntemine uygun çıkartılacak davetiye ile ticari defterlerinin ibrazını emretmek, ibraz edilirse bu defter ve kayıtlar üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırmak, aksi takdirde Türk Ticaret Kanunu'nun 83/2. maddesince işlem yapılarak sonucu doğrultusunda bir hüküm kurmak olmalıdır. Açıklanan bu yönler üzerinde durulmaksızın dava dışı şirketin ticari defterlerinin usulünce tutulmadığından söz edilerek davanın reddi isabetsizdir.

(6762 S. K. m. 80, 83) (1086 S. K. m. 326)

Dava: Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 22.12.2004 gününde verilen dilekçe ile ipoteğin kaldırılması istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 26.10.2005 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

Karar: Dava, ipoteğin fekki istemiyle açılmış, mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hükmü davacı temyiz etmiştir.

17.8.2001 günlü resmi senette mülkiyeti davacıya ait 7 numaralı bağımsız bağımsız bölüm üzerindeki ipoteğin dava dışı Çamyayla Gıda Ltd. Şti.nin davalı ile kuracağı ticari ilişki nedeniyle kooperatif alacaklarına karşılık 40 milyar lira bedel üzerinden tesis edildiği yazılıdır. Görülüyor ki davacı, ticari ilişkinin doğrudan tarafı olmadığı gibi, tacir de değildir. Çamyayla Gıda Paz. Ltd. Şti.nin ticari defterlerini usulünce veya kanuna aykırı olarak tutmuş ya da tutmamış olması davacıyı bağlamaz. Davada davalının alacağı olan tutarın, dava dışı şirket tarafından davalıya ödendiği iddia edildiğine 16.2.2005 günlü delil dilekçesinin 4.bendinde Ticaret Kanunu açısından ticari şirket sayılan davalı Çamavlu Köyü Tarımsal Kalkınma Kooperatif defter ve kayıtlarına dayanıldığına göre, mahkemece yapılması gereken iş; davalıya Türk Ticaret Kanunu'nun 80 ve HUMK.nun 326. maddeleri uyarınca yöntemine uygun çıkartılacak davetiye ile ticari defterlerinin ibrazını emretmek, ibraz edilirse bu defter ve kayıtlar üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırmak, aksi takdirde Türk Ticaret Kanununun 83/2. maddesince işlem yapılarak sonucu doğrultusunda bir hüküm kurmak olmalıdır. Açıklanan bu yönler üzerinde durulmaksızın dava dışı şirketin ticari defterlerinin usulünce tutulmadığından söz edilerek davanın reddi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.

Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 13.04.2006 tarihinde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları
T.C. YARGITAY
14.Hukuk Dairesi

Esas: 2008/31
Karar: 2008/1168
Karar Tarihi: 06.02.2008

ÖZET: Bir davada, taraflardan birinin diğer delillerini bir yana bırakarak, hasmı olan tarafın ticari defterlerine delil olarak dayanması olanağı vardır. Ticari defterler sahibi lehine de aleyhine de delil teşkil eder. Davacı vekili hasmın ticari defterlerine dayandığını, ticari defterlerin münderecatını kabul edeceğini mahkemeye bildirmiş, bu bildirimden sonra hasım taraftan incelenmek üzere ticari defterlerin ibrazı emredilmiştir. Mahkemece yapılan işlemler sonucuna uygun bir hüküm kurulması gerekirken, somut olaya uygun düşmeyen bazı nedenlerle davanın reddi doğru olmamıştır.

(4721 S. K. m. 856) (6762 S. K. m. 79, 80, 81, 83, 84, 85) (1086 S. K. m. 326)

Dava: Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 09.11.2006 gününde verilen dilekçe ile ipoteğin fekki ve menfi tespit istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 17.10.2007 günlü hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

Karar: Dava, tapu kaydındaki ipotek şerhinin terkini istemiyle açılmıştır.

Davalı, savunmada bulunmamıştır. Mahkemece, dava reddedilmiştir.

İpotek, kişisel bir alacağı teminat altına alınması amacını güden ve bir taşınmaz değerinden alacaklının alacağını elde etmesini sağlayan sınırlı bir ayni haktır. İpotek tesisi için rehin edilecek taşınmaz maliki ile alacaklı arasında bir anlaşmanın olması (rehin anlaşması) Türk Medeni Kanunu'nun 856. maddesi uyarınca da tapu siciline tescil edilmesi gerekir. Kuşkusuz, alacak sona ermişse alacaklı terkin taahhüdüne rağmen terkin talebinden bulunmazsa taşınmaz maliki rehnin kaldırılmasını dava yoluyla isteyebilir.

Somut olaya gelince; 18.11.2005 günlü resmi senet içeriğinden davacının maliki bulunduğu 628 parseldeki payını davalıdan aldığı bilumum tekstil mallarının teminatını teşkil etmek üzere 50,000,00 YTL. bedelle ipotek ettiği, mevcut ipoteğin kesin borç ipoteği olduğu görülmektedir.

Bir davada, taraflardan birinin diğer delillerini bir yana bırakarak, hasmı olan tarafın ticari defterlerine delil olarak dayanması olanağı vardır. (TTK. m.83) Gerçekten, Türk Ticaret Kanunu'nun 84 ve 85. maddeleri uyarınca ticari defterler sahibi lehine de aleyhine de delil teşkil eder. Nitekim, davacı vekili yukarıda vurgulanan kurala uygun olarak diğer delillerinden vazgeçmek suretiyle iddiası hakkında Türk Ticaret Kanunu'nun 83. maddesi gereğince hasmın ticari defterlerine dayandığını, ticari defterlerin münderecatını kabul edeceğini mahkemeye bildirmiş, bu bildirimden sonra HUMK. nun 326 ve Türk Ticaret Kanunu'nun 79-81. maddelerine dayanılarak hasım taraftan incelenmek üzere ticari defterlerin ibrazı emredilmiştir. Mahkemece, az yukarıda sözü edilen yasa hükümleri çerçevesinde yapılan işlemler sonucuna uygun bir hüküm kurulması gerekirken, somut olaya uygun düşmeyen bazı nedenlerle davanın yazılı olduğu şekilde reddi doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.

Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 06.02.2008 tarihinde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları