Mesajı Okuyun
Old 05-12-2009, 10:36   #4
Av. Fatih KARACA

 
Varsayılan

Sn. Meslektaşım,

Aşağıdaki Yargıtay kararındaki trafik kazasında alkol raporu var ancak gerekçede, rapor usulüne uygun olmasa dahi ispat külfetinin sigortacıda olduğu belirtilmiştir. Belki işinize yarar.

Saygılarımla
Av. Fatih KARACA

T.C.

YARGITAY

11. HUKUK DAİRESİ

E. 2003/6310

K. 2004/493

T. 20.1.2004

• ALKOLLÜ ARAÇ KULLANMAKTAN DOLAYI KASKO SİGORTA BEDELİNİN ÖDENMEMESİ ( Salt Koklama Yoluyla Alınan Alkol Raporunun Geçersiz Olması ve İspat Külfetinin Davalı Sigortacıda Olması )

• KASKO SİGORTA BEDELİNİN TAHSİLİ TALEBİ ( Salt Koklama Yoluyla Alınan Alkol Raporunun Geçersiz Olması ve İspat Külfetinin Davalı Sigortacıda Olması )

• KOKLAMA YOLUYLA ALINAN ALKOL RAPORUNUN GEÇERSİZ OLMASI ( Kasko Sigorta Bedelinin Tahsili Davasında İspat Külfetinin Davalı Sigortacıda Olması )

• İSPAT KÜLFETİ ( Alkollü Araç Kullanmaktan Dolayı Kasko Sigorta Bedelinin Ödenmemesi - Sigortalının Bedel Talebinde Salt Koklama Yoluyla Alınan Alkol Raporunun Geçersiz Olması )

6762/m.1281

2918/m.48/6

ÖZET :Davacı vekili, davalı şirket tarafından kasko sigortası yapılan müvekkili aracının kaza yaparak hasarlandığını, ancak sürücünün alkollü olduğu bahanesiyle sigorta teminatının ödenmediğini ileri sürerek, hasar bedelinin davalıdan tahsilini istemiştir. Mahkemece, bilirkişi raporuna itibar edilmeyerek, kaza sonrasında sürücüden salt koklama yoluyla alınan alkol raporunun ispat külfetinin yer değiştirmesini sağlamayacağı, TTK.nun 1281 nci maddesine göre rizikonun itibar edilenden farklı bir şekilde oluştuğunun somut deliller ile kanıtlanması yükünün davalı sigorta şirketinde olduğu, usulüne uygun şekilde alkol oran ve miktarı açısından sağlıklı bir ölçüm yapılmadığı gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen kararda herhangi bir usulsüzlük yoktur.
DAVA : Taraflar arasında görülen davada Kadıköy Asliye 3. Ticaret Mahkemesi'nce verilen 25.02.2003 tarih ve 2001/449 - 2003/186 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi duruşmalı olarak davalı vekili tarafından istenmiş olmakla, duruşma için belirlenen 20.01.2004 günde davalı avukatı Esra Demircioğlu gelip, davacı avukatı tebligata rağmen gelmediğinden, temyiz dilekçesinin de süresinde verildiği anlaşıldıktan ve duruşmada hazır bulunan taraf avukatı dinlenildikten sonra, duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakılmıştı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi Ali Orhan tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, davalı şirket tarafından kasko sigortası yapılan müvekkili aracının kaza yaparak hasarlandığını, ancak sürücünün alkollü olduğu bahanesiyle sigorta teminatının ödenmediğini ileri sürerek, 5.500.000.000.-TL.nın davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı vekili, kazanın oluş biçimi itibariyle sürücünün aldığı alkolün etkisi bulunduğunu, zararın poliçe teminatı dışında kaldığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, toplanan kanıtlara göre, bilirkişi raporuna itibar edilmeyerek, kaza sonrasında sürücüden salt koklama yoluyla alınan alkol raporunun ispat külfetinin yer değiştirmesini sağlamayacağı, TTK.nun 1281 nci maddesine göre rizikonun itibar edilenden farklı bir şekilde oluştuğunun somut deliller ile kanıtlanması yükünün davalı sigorta şirketinde olduğu, Karayolları Trafik Kanunu'nun 111/6-2 nci maddesinde öngörüldüğü şekilde alkol oran ve miktarı açısından sağlıklı bir ölçüm yapılmadığı gerekçesiyle, davanın 4.300.000.000.-TL üzerinden kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, davacı vekili duruşmaya gelmediğinden duruşma vekillik ücretinin takdirine yer olmadığına, aşağıda yazılı bakiye 174.200.000.-lira temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 20.01.2004 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Not: www.kazanci.com web sitesinden alınmıştır