|
Bu karar somut olay ile birebir örtüşüyor. İyi çalışmalar..
HD 03 <> E: 2003/14097 <> K: 2003/13985 <> T: 04.12.2003
* ANLAŞMALI OLARAK BOŞANMA
* YOKSULLUK NAFAKASI
* NAFAKANIN ARTTIRILMASI VEYA AZALTILMASI
* HAKKANİYET
Şartları varsa nafaka arttırılıp veya azaltılabilir. Tarafların ekonomik durumları irdelenmeli ve aralarında yaptıkları anlaşmaya duyulan güven hissi sarsılmadan hakkaniyete uygun bir miktar nafakaya hükmedilmesi gerekir.
(743 s. MK. m. 134, 145) (4721 s. MK. m. 166, 176)
Taraflar arasında görülen nafaka davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
YARGITAY KARARI
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Davacı dilekçesinde; davalı ile anlaşarak 31.5.2000 tarihinde boşandıklarını, protokol uyarınca boşanma kararı ile her yıl %35 artırılmak üzere aylık 400 Dolar yoksulluk nafakası ve müşterek çocuğun tüm şahsi masraflarının karşılanması ayrıca her yıl %50 artırılmak üzere yıllık 2.000.000.000 lira eğitim masrafı olarak verilmesine hükmedildiğini, ancak; ülkenin olumsuz koşullarına paralel olarak eski kazancın azalması, çocuğun özel okuldan Devlet okuluna geçmiş olması, Doların hızlı artışı, davalının ekonomik durumundaki iyileşme nedeniyle bu miktarı ödeyemeyecek duruma düştüğünü iddia ederek, yoksulluk ve iştirak nafakasının aylık 50.000.000 TL olarak takdir edilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, haksız açılan davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, yoksulluk nafakasının aylık 150.000.000 liraya indirilmesine, çocuğun tüm masraflarının karşılanması ve her yıl %50 artırılmak üzere yıllık 2.000.000.000 lira eğitim masrafı ödenmesine dair hükmün kaldırılarak, aylık 150.000.000 lira iştirak nafakası tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflar açılan boşanma davası sonucunda;743 sayılı MK.nun 134/3 maddesi gereğince anlaşmalı olarak boşanmışlardır. Yaptıkları protokolle; eş için aylık 400 USD süresiz yoksulluk nafakası takdiri ile bu nafakanın her sene %35 oranında artırılması ve müşterek çocuk Gizem´in velayeti anneye verilmek suretiyle bütün şahsi masraflarının baba tarafından karşılanması, ayrıca eğitim masrafları olarak her yıl %50 oranında artırılmak şartıyla yıllık 2.000.000.000 lira ödenmesi kararlaştırılmış, mahkemece tasdik edilen bu protokol kesinleşmiştir. Kesinleşen hükümle Dolar üzerinden nafaka ödenmesi hususu BK.nun 83. maddesine uygun olup, yasaya aykırılık teşkil etmemektedir.
Tarafların sözleşme ile döviz üzerinden nafakanın ödenmesini kararlaştırmalarında amaç; ülkedeki ekonomik yapı gereği enflasyonun yüksek olması ve paranın satın alma gücünün azalması nedeni ile eş ve küçüğün ihtiyaçlarının yeni bir mahkeme kararına gerek duyulmadan karşılanmasına yöneliktir. Anlaşmayla döviz üzerinden nafaka ödenmesinin, Türk Lirasına çevrilmesi veya indirilmesi talebi; ancak, önemli ölçüde döviz kurunda meydana gelebilecek değişiklik nedeni ile, kararlaştırılan döviz miktarının ödenmesinde acze düşülmesi halinde mümkündür.
Somut olayda, davacı dövizdeki ani artış ve müzisyen olması nedeniyle kazanandaki azalma ve küçüğün özel okuldan Devlet okuluna geçişi nedenleriyle nafakanın indirilmesi ve Türk Lirasına çevrilmesini talep etmişse de, ülkemizdeki döviz kurundaki dalgalanma; yukarıda belirtilen önemli ölçüdeki değişiklik kapsamında değerlendirilmez. Zira, dövizde ilk etapta ani bir yükseliş olmuşsa da, zaman içerisinde bu yükseliş frenlenmiş, hatta belirgin bir durgunluk dönemi yaşanmıştır. Takip eden süreçte; Dolar kurundaki artış oranı, ülkemizde seyreden yüksek enflasyon oranını dahi karşılayamamıştır.
743 sayılı MK.Mad. 145 (7421 sayılı TMK. mad.176) hükmüne göre, nafaka iradı, tarafların mukavelesine veya davalının mahkemedeki kabulüne dayansa bile, şartları oluştuğu takdirde artırılabilir veya azaltılabilir. Ancak bu değişiklik yapılırken anlaşmanın taraflar nezdinde yaşattığı güven ve bu güvene dayalı olarak boşanmanın kabul edildiği hususu gözardı edilmemelidir.
O halde, mahkemece davalının SSK´dan 2202646738 dosya no´su ile aldığı maaş (nüfus müdürlüğü cevabından anlaşılmakla) ile tarafların ekonomik ve sosyal durumları ile varsa pasaportları da incelenmek suretiyle kazanç ve giderleri kapsamlı bir şekilde araştırılarak, anlaşmaya duyulan güven ilkesi sarsılmadan TMK.nun 4. maddesi uyarınca hakkaniyetle ve 30.10.2001 tarihli "İBRA" şartları da gözetilerek bir karar vermek gerekirken eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 4.12.2003 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
|