Alıntı: Yazan KocherO saldırgan tutuklandı ama savcı tahliyesini istedi. ayrıca saldırganı savunmak icin denizliden bir avukat gelmiş Ercişe ilginç olan (duydugum kadarıyla) Denizliden gelen avukatı davet eden yine Van barosundan bir avukatmış. meslektaşımıza saldıranın da savunma hakkı elbette olacak ama van barosundan birinin bunu yapması yakışık olmadı..

Biz meslektaşlar birbirimize bunu yaptıktan sonra, avukatların yargılanma prosedüründe yer alanların işlerini layıkıyla yapmamalarına, ya da avukata yapılan saldırıyı gereğince koğuşturmayan savcılara ve en hafif cezalarla dosyayı kapatan hakimlere kızmaya hakkımız yok demek ki!
Rahmetli Erdal İnönü seneler önce "Türkiye'nin çivisi çıktı" demişti.
Çivileri çıkmış langır lungur bir ülke olduk maalesef. Yaptığı mesleğin onur ve vakarına uygun davranmayı becerenimiz de, işinin gereğini layıkıyla yapanımız da çok az.
Avukatların yargılanması için yasanın koyduğu bir prosedür var. ancak, bu prosedürdeki her basamak, "nasıl olsa benden sonraki bakacak" mantığıyla işi sonraki basamağa havale ediyor. Sonunda da hakkınızda abuk subuk davalar açılıyor.
Bir hacizde üstümüze kapıyı kilitleyen ve hakaretler eden borçluyu şikayet ettim. Borçlu da beni bir sürü şeyden şikayet etti.
Benim hakkımdaki şikayet dosyası Adalet Bakanlığından iki tur attı ve hakkımda "alın kamerayı şu kadının elinden" demek suretiyle borçluya hakaret etmekten dava açıldı. Benim hakkımdaki davanın duruşması 23 Aralıkta.
Dosyası Bakanlıktan falan dolaşmayan doğrudan soruşturması yapılıp benimkiyle aynı şahitler dinlenen borçlu hakkında açılan dava da 9 Aralık'ta görülecek.
Benim dosyam Adalet Bakanlığından iki tur ve en yakın Ağır Ceza Mahkemesi'nden bir tur atmasına rağmen iki duruşma arasındaki süre 14 gün.
Ve ben, "alın kamerayı şu kadının elinden" demek suretiyle hakaret suçunu işlemekten yargılanacağım. İddianamede aynen böyle yazıyor.