Mesajı Okuyun
Old 10-11-2009, 16:55   #5
Gamze Dülger

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan avmurat
Feridun Bey, cevabınız için teşekkür ederim.Peki bu ibranameyi ana sözleşmeye nasıl bağlayacağız.Tek tek igili maddeleri değiştiren bir tadil sözleşmesi mi yoksa örneğin:
"........... sayılı Düzenleme şeklinde Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesi ve İnşaat Sözleşmesine aşağıdaki ek maddenin konulmasını kabul ve beyan ederiz.Buna göre 25.maddeden sonra gelmek üzere......."
Diyerek buraya ibralaşıldığına dair bir madde koyarak tadil sözleşmesi yapabilir miyiz?Aslında şekil şartı bu kadar zorlamasa taraflar arasında bir protokol ile işler çok daha kolay çözülecek ama...


Sayın avmurat,

Her ne kadar bir sözleşme hangi şekilde yapılmış ise,değiştirilmesi de aynı şekle tabi ise,uygulanmış bir sözleşmede yapılan adi yazılı şekildeki değişiklik ve ek
maddelerin"Şekil şartına uyulmadığından geçersizliğini " taraflar ileri süremezler.

Çünkü bu husus Mk 2 dürüstlük kuralına aykırı olup,hakkın kötüye kullanılmasıdır.

Sorunuzdan,bir sözleşmenin ifa edildiğini ve bakiye bir kısım imalat için yeni şartlar belirlendiğini anlıyorum.Ortada %10 luk kısım için satış vaaadi sözkonusu olduğundan siz yine de noterden tanzimli bir sözleşme ile "

Taraflar .. tarihli noter sözleşmesine .. maddesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki şekilde anlaşmışlardır." şeklinde bir anlaşma yapabileceğiniz gibi,borç altına giren kooperatif olduğu için kooperatif yönetim kuruluna bu doğrultuda bir karar aldırmanız ve bu karar doğrultusunda adi yazılı şekilde bir sözleşme tanziminiz dahi mümkündür.

Kooperatif ancak yetkili organları ile karar alacaklarından alınacak bir genel kurul kararı doğrultusunda yönetim kurulu kararı ile,kooperatifin yarın bir gün bu sözleşme ile bağlı olmadığına dair itirazları bu şekilde rahatlıkla bertaraf edebilirsiniz.Aksi takdirde,BK 12. maddesi karşınıza çıkabilir

Saygılarımla

T.C.

YARGITAY

15. HUKUK DAİRESİ

E. 2004/4539

K. 2004/4814

T. 4.10.2004

• KAT KARŞILIĞI İNŞAAT SÖZLEŞMESİNİN ADİ YAZILI SÖZLEŞMEYLE TADİL EDİLMESİ ( Noterde Resmi Şekilde Yapılmış Sözleşmenin Adi Yazılı Sözleşmeyle Tadil Edilememesi )

• NOTERDE RESMİ ŞEKİLDE YAPILAN KAT KARŞILIĞI İNŞAAT SÖZLEŞMESİNİN TADİLİ ( Aynı Usule Tabi Olması - Adi Yazılı Sözleşmeyle Değiştirilemeyeceği )

• ADİ YAZILI SÖZLEŞMEYLE YAPILAN DEĞİŞİKLİĞİN GEÇERSİZ OLMASI ( Noterde Resmi Şekilde Yapılan Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesinin Aynı Usulle Tadil Edilebileceği )

• SULH VE İBRA SÖZLEŞMESİNİN GEÇERSİZ OLMASI ( Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesinin Tadiline Yönelik Yapılan - Resmi Şekilde Yapılmış Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesinin Adi Yazılı Sözleşmeyle Tadil Edilemeyeceği )

818/m.12,355


ÖZET : Arsa sahibince açılan davada; ibraz olunan 01.04.2001 tarihli ( sulh ve ibra ) başlıklı sözleşmeye dayanılarak "mahkemece bir karar verilmesine yer olmadığına" şeklinde dava sonuçlandırılmıştır. Söz konusu sözleşme, adi yazılı olup yanlar arasında imzalanan 14.09. 1993 tarihli noterde düzenlenen kat karşılığı eser sözleşmesinin tadili niteliğinde bulunduğundan BK. 12. maddesine göre geçersizdir. Sözleşmede taraflarca yapılacağı belirtilen edimler de yerine getirilmediğinden sulh ve ibra sözleşmesinin ifa suretiyle geçerlilik kazandığından da söz edilemez.
DAVA : Bozmaya uyularak verilen hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Arsa sahibince açılan davada; ibraz olunan 01.04.2001 tarihli ( sulh ve ibra ) başlıklı sözleşmeye dayanılarak "mahkemece bir karar verilmesine yer olmadığına" şeklinde dava sonuçlandırılmıştır. Söz konusu sözleşme, adi yazılı olup yanlar arasında imzalanan 14.09. 1993 tarihli noterde düzenlenen kat karşılığı eser sözleşmesinin tadili niteliğinde bulunduğundan BK. 12. maddesine göre geçersizdir. Sözleşmede taraflarca yapılacağı belirtilen edimler de yerine getirilmediğinden sulh ve ibra sözleşmesinin ifa suretiyle geçerlilik kazandığından da söz edilemez. Esasen sulh ve ibra sözleşmesinin 2. maddesinde müteahhidin yükümlülüklerini yerine getirdiğinde arsa sahibinin açtığı davalardan vazgeçileceği kabul edilmiş, ayrıca vazgeçme ile ilgili olarak taraf avukatlarının görüşme yapacakları belirtilmiştir. Bu durumda dava konusu ile ilgili ihtilaf sona erdirilmiş sayılamayacağından mahkemece davanın esası hakkında bir karar verilmesi yerine sulh ve ibranın varlığından söz edilerek davanın sonuçlandırılması doğru olmamış, kararın bozulması uygun bulunmuştur.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 04.10.2004 gününde oybirliğiyle karar verildi. Kazancı Yayınlarından alıntıdır.

Saygılarımla