Mesajı Okuyun
Old 04-10-2006, 16:01   #17
Jeanne D'arc

 
Varsayılan

Dünya klasikleri arasında gösterilen birçok eserin deha sahibi yazarlarından bazıları da rüyalarından hareket etmişlerdir. Sanırım Frenkeştayn veya Dr... Mr.Jeykıl'da bunlardan biri. Dovstoyevski'nin de sara nöbetleri geçirdiğini, uzun süre deha ve delilik arasında gidip-geldiğini hatırlayalım. Yine doğruluğunu bilmem ama bana gelen bir e-postada görülen rüyalar üzerine yazılan eserler ve bulunan icatlar sayılıyordu ki; şu an aklıma gelmese de birçok ünlü yazar-bilim adamı ve yapıtının da rüyalardan beslendiği anlaşılıyordu. Amerika'nın bu kadar gelişmesinin bir sırrı da en absürd fikirlere dahi saygı duyması, dikkate alıp-denemesi olabilir mi? Kaldı ki; ben rüya kısmını geçiyorum. İtiraz eden tüm hukukçu arkadaşların neden illa da "rüya" kısmına takıldığını anlayamamıştım halen de anlayamadım. Noterde onaylatıldıktan sonra bunun bir "hikaye" bir "fikir" olarak görülmesi bu kadar mı zor? Bir de ısrarla anlaşılmak istenmeyen diğer bir husus:Noterin onayladığı "bir rüyanın görülmesi ve içeriği" değil arkadaşlar; bir vatandaşın rüyasında gördüğünü beyan ettiği "bir fikir, hikaye, senaryo". Bu kadar yani. Bu anlamda Sayın Can Doğanel'in muallak rüyaya dair açıklamaları gayet eğlendiriciydi. Hatırlayan var mı bilemiyorum ama Gülben Ergen'in bir tv programında noter tarafından "Dünyanın en güzel kadını" olarak onaylanmıştı. Buna ne diyeceksiniz peki? Magazin basını "Noter onayladı:'Gülben Ergen dünyanın en güzel kadını.'" diye başlıklar atıp, olayı da bu şekilde servis etmişti. Yapılan da esasen şuydu: Oradaki vatandaşlardan biri "Bence Gülben Ergen dünyanın en güzel kadınıdır." demiş ve noterde bu beyanı onaylamıştı.

Saygılar.