27-10-2009, 18:21
|
#4
|
|
Sayın Dülger gerekli yanıtı zaten vermiş.
Benim anlatacaklarım "anı" olsun diye...
İcra ceza mahkemesinde görülen bir tazminat davasında (İİK m.89) yargıç talebimiz üzerine konusu kalmayan dava hakkında hüküm verilmesine yer olmadığına karar verdi.
Dava dosyasında, hatırı sayılır bir vekalet ücreti olacak lehimize...
Karar verdi dediysem, odasında, koltuklarda oturarak, ve duruşma tutanağı yazılmadan. Şimdilerde bakıyorum, icra ceza mahkemelerinde "avukat bey tutanağı sonra alırsınız" uygulaması pek kalmadı. Eskiden ise tam tersiydi; tutanak alabilmek istisnaydı...
Gerekçeli karar bir geldi, "vekalet ücreti" yok! Hükmedilmemiş! Daha doğrusu "takdirine yer olmadığına" karar verilmiş
Neyse dedik, nasılsa Sayın Dülger'in aktardığı gibi "kısa - gerekçeli karar" çelişkisinden temyiz eder bozdururuz kararı...
Dosyada (sonradan yazılan) kısa karar bir baktık ki, o da ne!
Kısa kararda da "vekalet ücreti takdirine yer olmadığına" denmemiş mi? (ki druşma esnasında bu konuda olumlu ya da olumsuz hiçbir karar verilmemişti)
Yani gerekçeli karar kısa karara değil, kısa karar gerekçeli karara uydurulmuş!
Bu kez kararı, geçen süreye rağmen, eski hale getirme talepli olarak temyiz ettik ve o ilin nerdeyse bütün icra ceza duruşmalarında tutanakların sonradan yazıldığını, bu sebeple temyiz süresinin geçmiş gözüktüğünü ama gerçekte böyle olmadığını ileri sürdük.
Yargıtay ne mi dedi?
"Duruşma tutanaklarının sonradan yazıldığına dair davacının iddiasını destekler herhangi bir delil bulunmadığıından... temyiz talebinin reddine..."
Yani Yargıtay bu iddiamızı araştırmış(?!!) ama delil bulamamış(!)
DERS : Tefhim ile başlayan temyiz sürelerinde, en küçük bir tereddüt halinde kararı temyiz ediyorum.
OLMASI GEREKEN : Temyiz sürelerinin, hangi yargılama usulü olursa olsun tek bir süreye bağlanması ve sadece tebliğ ile başlaması; tefhimle süre başlamasının kaldırılması...
Sevgiler...
|