Mesajı Okuyun
Old 20-10-2009, 07:55   #2
Armağan Konyalı

 
Varsayılan


Hazine avukatları işi reddetme özgürlükleri olmadığından, kucaklarına doğan haksız davalarda zorunlu olarak inanmadıklarını iddia etmek durumundadır. Bu nedenle kendilerine hoşgörüyle yaklaşılmalıdır.

En doğru yorum Kanun'un gerekçesinde yazar:

(5237 SAYILI TÜRK CEZA KANUNU'NUN 154. MADDESİNDE DEĞİŞİKLİK YAPAN 5841 SAYILI ÇEŞİTLİ KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN'UN 1. MADDESİNİN GEREKÇESİDİR.)

(TASARININ 2. MADDESİ KANUNUN YASALAŞAN METNİNİN 1. MADDESİNE KARŞILIK GELMEKTEDİR.)

MADDE 2 - Mülkiyet hakkı; kişilerin hukuk düzeninin sınırlan içerinde, o şey üzerinde dilediği gibi kullanma, yararlanma ve tasarrufta bulunma yetkisine sahip olmasıdır. Taşınmaz üzerindeki en geniş yetkileri veren aynî hak olan mülkiyet hakkının korunması, hukuk düzeninin vazgeçilmezleri arasında yer alır. Bu sebeple ceza kanunları ve bu arada Türk Ceza Kanunu, mülkiyet hakkına yönelik tecavüzleri cezalandırmaktadır.

Bu çerçevede hakkı olmayan yere tecavüz, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 154 üncü maddesinde suç olarak düzenlenmiştir.

Ancak, 154 üncü maddede yapılan düzenleme ile özel mülkiyete konu olmayan ve kamu tararından her zaman korunması mümkün ve gerekli olan taşınmazlar da kapsama alınmıştır.

Oysa ki, kamuya ait olan veya kamunun hüküm ve tasarrufu altında bulunan malların korunması, idare tarafından, kamu gücünün kullanımı ile her zaman mümkün bulunmaktadır. Öte yandan, kamuya ait taşınmazların ceza hukuku kapsamında korunmasına yönelik hükümler, ilgili kanunlarında yer almaktadır. Şöyle ki; ormanlar bakımından 6831 sayılı Orman Kanunu'nda, kıyılar bakımından 3621 sayılı Kıyı Kanunu'nda, köylünün ortak yararlanmasma ayrılmış, mera, harman yeri, yol ve sulak gibi taşınmaz mallar bakımından Türk Ceza Kanunu'nun 154 üncü maddesinin iki ve üçüncü fıkralarında özel düzenlemeler yer almaktadır. Bu düzenlemeler karşısında kamuya ait taşınmazlar bakımından genel bir ceza hükmünün getirilmiş olması, uygulamada tereddüt ve farklılıklara sebep olduğu gibi yukarıda değinilen idarenin sahip olduğu, aldığı karar ve tedbirleri kolluk gücüyle doğrudan uygulama imkânı karşısında gereksiz bulunmaktadır.

Buna karşılık özel mülkiyete veya özel mülkiyet hakkından kaynaklanan haklara yönelik bir saldın durumunda bunun "hakkı olmayan yerlere tecavüz" suçu olarak cezalandırılması suretiyle, taşınmazların korunması da zorunlu bulunmaktadır. Bu zorunluluktan hareketle yapılan değişiklikle, bir hakka dayanmaksızın başkasına ait taşınmaz malın veya eklentilerinin kısmen veya tamamen işgal edilmesi, taşınmazın smırlarmın değiştirilmesi veya bozulması yahut herhangi bir suretle hak sahibinin malından kısmen veya tamamen yararlanmasına engel olunması fiilleri şikâyet üzerine cezalandırılan bir suç olarak düzenlenmektedir.

(Alıntı= Sinerji Mevzuat ve İçtihat)

Saygılarımla