Mesajı Okuyun
Old 19-10-2009, 14:45   #3
Kadir COŞKUN

 
Varsayılan

Sayın meslektaşım,

Aşağıdaki karar çok geç kalmamışsam işinize yarayacaktır.

T.C. YARGITAY
13.Hukuk Dairesi
Esas: 2004/6526
Karar: 2004/13662
Karar Tarihi: 05.10.2004
KONUT SATIMI S
ÖZLEŞMESİNDEN KAYNAKLANAN UYUŞMAZLIK - TÜKETİCİ MAHKEMESİNİN GÖREVLİ OLMASI - USULÜ KAZANILMIŞ HAK OLUŞMAMASI - GÖREV İLE İLGİLİ DÜZENLEMELERİN KAMU DÜZENİYLE İLGİLİ OLMASI
ÖZET : Konut satımı konusunda sözleşme düzenleyen taraflar arasında 4077 Sayılı Yasa kapsamında "satıcı-tüketici" ilişkisi kurulduğu anlaşıldığına göre, bu ilişkiden doğan davaya tüketici mahkemesinde bakılmalıdır. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında resen gözetilir. Görevli ilgili hususlarda kazanılmış hak söz konusu olmaz. Bu durumda mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırıdır.
(4077 S. K. m. 1, 2, 3, 23)
Dava: Taraflar aras
ındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü:
Karar: Davacı, davalıdan 13.11.1995 tarihinde bir daire satın aldığını duvar ve tavanda oluşan su sızıntısı ve mevcut rutubet nedeniyle dairenin duvarları böceklenip boyalarının ve parkelerinin kabardığını eşyaların zarar gördüğünü ileri sürerek şimdilik 2.500.000.000.-TL maddi, 2.500.000.000.-TL da manevi tazminatın tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, beş yıllık zamanaşımı süresinin dolduğunu, dairede ayıp bulunmadığını, tespit raporunu kabul etmediklerini savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, dairenin gizli ayıplı olduğu kabul edilmek ve bilirkişi raporu esas alınmak suretiyle 2.000.000.000.-TL maddi tazminatın tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, hüküm taraflarca temyiz edilmiştir.
1- 4822 Sayılı Yasa ile değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun Amaç başlıklı 1. maddesinde yasanın amacı açıklandıktan sonra kapsam başlıklı 2. maddesinde "Bu kanun, birinci maddede belirtilen amaçlarla mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü tüketici işlemini kapsar" hükmüne yer verilmiştir. Yasanın 3. maddesinde mal; alışverişe konu olan taşınır eşyayı, konut ve tatil amaçlı taşınmaz malları ve elektronik ortamda kullanılmak üzere itirazlanan yazılım, ses görüntü ve benzeri gayri maddi malları ifade eder. Hizmet; bir ücret veya menfaat karşılığında yapılan mal sağlama dışındaki her türlü faaliyeti ifade eder. Satım, kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki faaliyetleri kapsamında tüketiciye mal sunan gerçek veya tüzel kişileri kapsar. Tüketici ise bir mal veya hizmeti veya mesleki olmayan amaçlarla edinen kullanan veya yararlanan gerçek ya da tüzel kişiyi ifade eder şeklinde tanımlanmıştır.
Bir hukuki işlemin 4077 sayılı yasa kapsamında kalıp kalmadığının belirlenmesi için, yasanın amacı içinde mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukuki işlemin olması gerekir. Somut uyuşmazlıkta davalılar ile davacı arasında konut satımı hususunda sözleşme yapıldığı ve taraflar arasında 4077 Sayılı Yasa kapsamında kalan bir hukuki ilişkinin kurulduğu anlaşılmaktadır.
4077 Sayılı Yasanın 23. maddesi bu kanunu uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağını öngörmüştür. Taraflar arasındaki uyuşmazlık tüketicinin korunması hakkındaki kanun kapsamında kaldığına göre davaya bakmaya Tüketici Mahkemesi görevlidir. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında resen gözetilir. Görevli ilgili hususlarda kazanılmış hak söz konusu olmaz. Bu durumda mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırıdır.
2- Bozma nedenine göre tarafların sair temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
Sonuç: Birinci bentte gösterilen nedenle temyiz olunan kararın BOZULMASINA, ( 2 )nolu bentte gösterilen nedenle tarafların diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gerek olmadığına, 05.10.2004 gününde oybirliği ile kara verildi.