|
|
|
|
Taşınır malların haczedilmiş sayılabilmesi için,icra dairesinin istediği zaman bu mallarael koyabilmek imkanına sahip olması gerekir.Bunun için ,icra müdürünün haczettiği taşınır malları ya kendisi ele geçirip icra dairesinde muhafaza altına alması veya bir yediemine teslim etmesi veya istenildiği zaman verilmek şartı ile geçiçi olarak borçlu veya 3 kişi elinde bırakması gerekir.Her üç halde de icra dairesi,satılacağı zaman hacizli taşınır malı elde edebilmek imkanına sahiptir.Baki Kuru Ucra ve İfllas Hukuku El kitabı S.371-372- Kaldı ki hacizli maldan tasarruf alacaklının muafakatı İcra Müdürünün iznine bağlıdır Md.86-Borçlunun İcra Müdürlüğüne müracaat ederek kendisine geçiçi olarak yediemin olarak teslim edilen malların alınmasını talep hakkı vardır.Zira muhafaza ve satış giderleri tüm alakadarları ilğilendirdiği için öncelikle masraf yapan alacaklıya satış bedelinden tercihen ödenecektir.
Borçlu-yediemin memleketi terk ederse ne olacak sorusu sayın üyelerce gündeme getirildiği için TCK.289/3 maddesine göre "Muhafaza görevini kötüye kullanmak"suçunun oluşabilmesi için borçludan kendisine teslim edilen malların resmen istenmesi halinde oluşacağı aksi halde suçun yasal unsurlarının oluşmayacağı yönündedir.
Saygılarımla
|
|
 |
|
 |
|
Sayın selcukcete,
Öncelikle mesaj için tekrar teşekkürler. Ancak tartışma konusunda düşüncenizi net olarak öğrenemedim. Şu soruyu yanıtlabilir misiniz?
Alacaklının muvafakatı olmadan, borçlu kendisine yediemin olarak bırakılan mahcuzların başka bir yediemine(yedindeki malların muhafaza altına alınmasını)verilmesini icra müdürlüğünden talep ederse, icra müdürünün kararı ne olacaktır? Alacaklının muvafakatını aramadan karar vererek, talebi kabul edecek midir?