Mesajı Okuyun
Old 02-10-2009, 10:46   #2
Engin Özoğul

 
Varsayılan

Sayın rudy baylor

166. Maddeni Konuyla İlgili Kavramları:

1. fıkra: "Münazaa" - "Tevdi"
2. fıkra: "Tediye"
3. fıkra: "Dava" - "Tevdie İcbar"

Kavramların her birine yüklenecek anlam iyi belirlenirse madde daha anlaşılır hale gelebilir.

Konuyla ilgili sınırlı bilgimle birkaç yorum yapacak olursam:

BİR... "Münazaa"dan kasıt dava değil çekişmedir. Bir alacağın çekişmeli sayılması için "dava" açılması gerekli değildir. Dernekler Denetçiliği tarafından düzenlenen rapor borçlunun bilgisinde olduğu için artık borçlu alacağın çekişmeli olduğunu öne süremez.

İKİ... Ödeme yeri tayini isteyeceğiniz mahkeme sulh hukuk mahkemesidir. Yetkili mahkeme ise ifa yeri mahkemesidir.

ÜÇ... Borçlar Kanunu'nun 166. maddesinin 2. ve 3. fıkraları arasında bir çelişki yok. Tevdi borcu sona erdiren nedenlerden biridir. Borç tevdi edilmemişse devam edeceğinden alacaklı olduğunu iddia eden kişilerden her biri borçluyu tevdiye zorlayabilir. Dikkat ederseniz burada "tediye yapmaya" değil "tevdiye zorlama" hali mevcuttur. Yani borçlu alacaklı olduğunu iddia eden kişiye ödeme yapmakla değil ödeme yeri tayini isteyerek tevdiyle mükelleftir. Tevdi, borçlu için hem hak hem de yükümlülüktür.

Alacaklıların borçluyu tevdiye mecbur edebilmesi için ise alacağın çekişmeli olması yeterli olmayıp alacaklı olduğunu iddia edenler arasında bir dava bulunmalı ve borç muaccel hale gelmiş olmalıdır.

diye düşünüyorum...