26-09-2009, 18:01
|
#3
|
|
T.C.
YARGITAY
13. HUKUK DAİRESİ
E. 2002/6835
K. 2002/13024
T. 29.11.2002
DAVA : Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalılar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR : Davacı, davalıların murisi Mustafa Kara'ya 23.10.1965 tarihinde 13.200 TL ödünç para verdiğini, aynı tarihte 722 parsel nolu 5150 m2 yüzölçümündeki taşınmaz üzerine 1. dereceden ipotek koyarak alacağı teminat altına aldığını, borcun ödenmemesi nedeniyle Buldan İcra Müdürlüğü'nün 1967/24 esas sayılı takip dosyası ile ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takibe geçtiğini, fakat takibin düştüğünü, davalıların ipoteğin hükümsüz kaldığından bahisle Buldan Sulh Hukuk Mahkemesinin 1999/353 esas sayılı ipoteğin terkini davası açtıklarını, ipoteğin hükümsüz kaldığı iddiasının doğru olmadığını, zararının ve alacağının geçmiş günler faizinden fazla olduğunu, 13.200 TL alacağının günümüz ekonomik koşullarına göre güncelleştirilerek B.K. 105 maddesi gereğince davalılardan tahsili gerektiğini ileri sürerek fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 500.000.000 TL.nın dava tarihinden yasal faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini istemiştir.
Davalılar, ipoteğin faizsiz olduğunu, icra takibi yapıldığını takibin düşmesinde kendilerinin hiçbir kusuru olmadığını, ipoteği bilmediklerini, zamanaşımının gerçekleştiğini savunarak davanın reddini dilemişlerdir.
Mahkemece T.M.K.nun 864 maddesi gereğince rehinle temin edilmiş ve tapu siciline tescil edilmiş alacaklar hakkında zamanaşımının işlemediği belirtilerek, 13.200 TL ipotek bedelinin 27.10.1965 tarihinde 10.000 TL.sının asıl alacak olduğu ve bu miktarın günün ekonomik koşullarına göre güncelleştirilerek ve taleple bağlı 500.000.000 TL.nın dava tarihinden yasal faizi ile davalılardan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Davacının dayandığı 27.10.1965 tarihinde 13.200 TL.dan ibaret bulunan borcun 1. derece ve 1 yıl süre ile ipotekle teminat altına alındığı borcun ödenmemesi nedeniyle Buldan İcra Müdürlüğü'nün 1967/24 esas sayılı dosyası ile ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takibe geçildiği, İİK. 150/e maddesi gereğince takibin düştüğü, bugüne kadar da davacının yeni bir takipte bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Davacı alacaklının 1 yıllık ipotek süresi dolduktan sonra alacağını takip etme imkanı varken bu hakkı kullanma yolunu seçmemiş, ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile yapılan takibin düşmesine neden olduğu gibi yeni bir takipte de bulunmamıştır. Böylece davacı alacaklı alacağın geç tahsil edilmesine kendi kusurlu davranışı ile neden olmuştur. Hukukun genel ilke ve kurallarına göre hiç kimse kendi kusurlu davranışına dayanarak kendi lehine alacak isteğinde bulunamaz. Kaldı ki Borçlar Kanunu'nun 105. maddesinde tanımlanan munzam zararın istenebilmesi için alacaklının kusurlu bulunmaması şarttır. Oysa az yukarıda belirtildiği üzere davacının bu konuda kusurlu olduğu tartışmasızdır. Öyleyle davacı munzam zarar isteğinde bulunamaz. Ancak bu durumda davacı münhasıran ipotek alacağını isteyebilir. Mahkemece bu yön gözetilmeden yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmiş olması bozmayı gerektirir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle davalılar yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 29.11.2002 gününde oybirliğiyle karar verildi.
|