Mesajı Okuyun
Old 27-08-2009, 18:12   #9
mdelen82

 
Varsayılan

YARGITAY
13. HUKUK DAİRESİ
E. 2008/5193
K. 2008/7032
T. 22.5.2008
• AVUKATIN HAKSIZ AZLİ ( Nedeniyle Ödenmeyen Avukatlık Ücretlerinin Tahsili - Davacının Görev Aldığı Dosyalarda Herhangi Bir İhmalin Güven Sarsıcı Bir Davranışın Bulunup Bulunmadığının Araştırılması Gerektiği )
• ÖDENMEYEN AVUKATLIK ÜCRETLERİNİN TAHSİLİ ( Haksız Azil Nedeniyle - Davacının Görev Aldığı Dosyalarda Herhangi Bir İhmalin Güven Sarsıcı Bir Davranışın Bulunup Bulunmadığının Araştırılması Gerektiği )
• HAKSIZ AZİL ( Halinde Avukat Ücretin Tamamına Hak Kazanacağı - Azil Haklı İse Avukatlık Ücretinin İstenemeyeceği )
1136/m.174
818/m.390
ÖZET : Davacı avukat, davalı şirketin uzun yıllar avukatlığını yaptığını, haksız olarak azledildiğini ve ücretinin ödenmediğini iddia ederek ödenmeyen avukatlık ücretlerinin tahsilini talep etmiştir. Avukatlık Kanununa göre, azil haklı ise avukatlık ücreti istenemez. Haksız azil halinde ise avukat ücretin tamamına hak kazanır. Açıklanan nedenlerle, davacının görev aldığı dosyalarda herhangi bir ihmalin, güven sarsıcı bir davranışın bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. Azilin haksız olduğu sonucuna varılırsa davanın reddi gerekir; aksi halde davacının talep edebileceği miktar belirlenmelidir.

DAVA : Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne ve kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

KARAR : Davacı, davalı ile aralarında düzenlenen 10.1 1.1997 tarihli sözleşme ile avukatlık işlerini yürütmekteyken 04.07.2003 tarihinde azledildiğini, azlin haksız olduğunu, davacı vekili olarak davalının adına takip ettiği tüm davaları davalının lehine sonuçlandırdığını, bir kısım masrafları cebinden karşıladığını, davalının toplam 5.000.00 YTL. ödeme yaptığını, bakiye vekalet ücretini ödemediğini ileri sürerek fazlası saklı kalmak üzere şimdilik 20.000.00 YTL.'nin tahsilini istemiştir.

Davalı, davacının aldığı işi sonuçlandırmadan karşı tarafın da vekilliğini üstlendiğini, güven sarsıcı hareketleri nedeniyle haklı olarak azil edildiğini bildirip, davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.

1- Davacı avukatın 1997 yılından beri davalı şirketin vekili olarak dava ve icra takiplerini yürüttüğü, davalarda temsil ettiği ve 04.07.2003 tarihinde vekillikten azil edildiği anlaşılmaktadır. Davacı, azlin haksız olduğunu, dava dilekçesinde belirttiği dava dosyaları ile ilgili olarak kendisine ödenmesi gereken avukatlık ücretlerinin tamamını haksız azil nedeniyle hakettiğini, ancak ödenmediğini iddia ederek bu davayı açmıştır. Davalı ise, davacının aldığı işi sonuçlandırmadan karşı tarafın da vekilliğini üstlendiğini, güven sarsıcı hareketleri nedeniyle haklı olarak azil edildiğini savunmuştur. Gerçekten de davacı avukatın, vekil olarak borçları BK'nun 389 ve devamı maddelerinde gösterilmiş olup, öncelikle vekil BK.'nun 390. maddesine göre müvekkiline karşı vekaleti sadakat ve özen ile ifa etmekte yükümlüdür. Vekil sadakat borcu gereği olarak müvekkilinin yararına olacak davranışlarda bulunmak, ona zarar verecek davranışlardan kaçınmak zorunluluğundadır. Şayet vekili görevini yerine getirirken gerekli özen ve dikkati göstermemiş sadakatle vekaleti ifa etmemiş ise, vekil edenin vekilini azli haklıdır. Avukatlık Kanununun 174. maddesi hükmüne göre azil haklı ise avukatlık ücretinin ödenmesi gerekmez; haksız azil halinde ise ücretin tamamına avukat hak kazanır. Davalının azı in haklı olduğuna dair savunması üzerinde gerektiği şekilde durulup araştırılmamıştır. Her şeyden önce bildirilen dosyalarda davacının görevini yerine getirip getirmediği, karşı tarafın vekilliğini üstlenip üstlenmediği, şayet üstlenmişse ne zaman üstlendiği ve dosyalardaki davacı avukatın bir ihmal ve kusurunun olup olmadığı hususu hükme esas alınan bilirkişi raporunda belirtilmemiş, mahkemece de bu yönde bir inceleme ve araştırma yapılmamıştır.

Öyle olunca davacının gerekli şekilde özen ve dikkati göstererek dosyalan takip ettiği, azlin haksız olduğu yönündeki mahkemenin görüşünün, doğru olup olmadığı denetlenememektedir. Zira kararda dosyalara göre değerlendirme ve belirleme olmadığından, davalının bildirdiği dosyalar da görevini layıkı ile yerine getirdiğini göstermez. Mahkemece davacının bildirdiği dosyalarda, davacının bir ihmal ve kusurunun bulunup bulunmadığı, güven sarsıcı hareketlerin nelerden ibaret olduğu, gerektiğinde bilirkişi incelemesi ile araştırılarak, azilin haksız olup olmadığı belirlenmeli, şayet azil haksız ise taraflar arasında geçerli olan sözleşme hükümlerine göre davacının hak ettiği ve talep edebileceği ücret belirlenmeli, sonucuna göre karar verilmeli, azil haklı ise davacı ücrete hak kazanmayacağından dava red edilmelidir. Mahkemece taraf delilleri toplanarak hasıl olacak sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken aksine düşüncelerle yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.

2- Bozma nedenine göre davacının sair, davalının tüm temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.

SONUÇ : Davalı ve davacı tarafça temyiz olunan kararın ( 1 ) nolu bentte gösterilen nedenle BOZULMASINA, ( 2 ) nolu bentte gösterilen nedenle diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde 13.10 YTL.'nın davacıya, 108.00 YTL.'nın davalıya iadesine, 22.05.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.

yarx