Mesajı Okuyun
Old 23-08-2009, 09:23   #3
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan fidel kadastro
Duygu Hanım,

Öncelikle anlayamadığım şey, borçlu vekili olarak(anladığım kadarıyla B'nin vekilisiniz) nasıl itirazın kaldırılması davası açabileceğinizdir. Zira itirazın kaldırılması davası alacaklı tarafından açılabilir diye biliyorum. Eğer alacaklı taraf(C), A'ya karşı itirazın kaldırılması davası açarsa, ancak o zaman itirazın kaldırılması davasına feri müdahil olarak katılabilirsiniz. Zira bu durumda dava müvekkilinizi ilgilendirecektir. Ancak alacaklı tarafın itirazın kaldırılması davası açmayacağını düşünüyorum. Zira elinde kambiyo senedi vasfını yitirmiş bir yazılı delil başlangıcı var. Onla da iik md 68 hükmü dolayısıyla itirazın kaldırılmasını sağlayamaz. Alacaklı(C) açarsa itirazın iptali davası açar ve siz de müdahil olursunuz diye düşünüyorum. Zira itirazın iptali davası, icra mahkemesinde görülmeyeceğinden, genel ispat kuralları uygulanacak ve yazılı delil başlangıcı olan ibraz süresi geçirilmiş çek de, ispat aracı olarak kullanılabilecektir.

Umarım herşeyi doğru anlamışımdır.

@ Sayın Fidel Kastro: Soru biraz karışık yazılmış ama alacaklı vekili olarak itirazın kaldırılması davası açmak istediği anlaşılıyor. (Bence olayda 68 normlarına uygun bir belge olmadığından İtirazın iptali davası açılmalıdır. orası ayrı mesele)




Alıntı:
Yazan Av.Duygu Işık
Ödeme def'i-adi havale hükmündeki, vasfını yitirmiş çek- itirazın kaldırılması davası
** Keşideci A hamiline bir çek keşide ediyor. Çekte B'nin cirosu mevcut. Çekin hamili ise C.
** Çek C tarafından yasal süre içerisinde bankaya ibraz edilmediğinden çek vasfını yitiriyor ve adi havale hükmünde.
** Bu çek dayanak edilerek ilamsız takip başlatılıyor.
** İlamsız takipte alacaklı olan C, A'yı ve B'yi takip borçlusu olarak gösteriyor.
** Takip borçlularından A, "alacaklı C'ye herhangi bir borcum yoktur. Bu belge ile ilgili olarak da ödemelerimin tümünü B'ye yaptım"şeklinde borca itiraz ediyor.

Şimdi öncelikle kendi görüşlerimi ekleyerek sizlerin değerli görüşlerinizi paylaşmanızı rica edeceğim. Bu takip İİK M.68/1'deki belgelerden birine dayanmamaktadır dolayısıyla genel kural itibari ile itirazın kaldırılması yoluna gidilebilmesi mümkün değildir. Ancak borçlu-keşideci A, borç doğuran hukuki ilişkiyi kabul ederek ödeme olgusuna dayalı olarak borca itiraz etmiştir. Fakat bunun yanında ödemeye dayalı itirazında borcu takip alacaklısı C'ye değil; ciranta B'ye ödediğini ileri sürmüştür.

Yargıtay'ın pek çok kararında (özellikle de 12 HD. kararlarında) atıf yapılan HGK'nın 4.12.1985 tarih 12/27-984 sayılı kararında borçlunun hukuki ilişkiyi kabul ederek borcu ödediğini ileri sürmesi halinde, borç kabul edilerek ödeme olgusuna dayanıldığından; kabul edilen bir hususun ayrıca 68/1'deki maddelerden biri ile ispatına yer olmadığı bu durumda borcun ödendiğinin artık borçlu tarafından İİK 68/1'deki belgelerden biri ile ispat edilmesi gereği vurgulanmıştır. Ancak bunun yanında fazlaca bir kısım kararda ise bu nitelikte bir belgenin ilamsız takibe dahi konu edilemeyeceği yönünde karar verilmiştir.

Bu durumda ben itirazın kaldırılması davası açtım ve borçlunun ödeme olgusuna dayandığını; dolayısıyla artık taraflar arasındaki hukuki ilişki ve borcu kabul ettiğini, böylece ödeme olgusunu 68/1'deki belgelerden biri ile ispat etmesi gerektiğini ileri sürdüm diyelim

Bu durumda A borcu B'ye(müvekkile) ödediğini ispat edemeyecek, böyle bir şey ileri sürmüş de değil ancak belki ileri sürdüğü gibi C'ye ödediğini ispat edebilecek. Burada A'nın borca itirazının metni kafamı karıştırdı sanıyorum. Yetkili hamillikten yola çıkarak, borcu C'ye ödemiş olması beni bağlamaz yetkili hamil benim demem de ne kadar yerinde olur... Zira elimde artık çek vasfı olmayan bir belge var. Sunacağı belge de benim imzamı taşıyan bir belge olmayacak; olsa olsa C'nin imzasını taşıyor olacak.

Sizce;
1) Yerleşik Yargıtay görüşlerine dayanarak itirazın kaldırılması davası açabilir miyim?
2) Bu davayı açarsam, A'nın ödeme def'inde bulunduğu ancak bunu C ye yönlendirdiği; dolayısıyla borcu B'ye(müvekkile) ödediğini gösterir bir belge sunamayacağı; bir de bunun yanında çekin çek vasfını yitirmiş olduğu da gözetilirse (dıdının dıdısı) durum hakkındaki değerlendirmeniz ne olur?

Kafam o kadar karıştı ki sorduğum sorunun bile sağlığından şüphe ediyorum



@ Sayın Av. Duygu Işık,


Sorunuz çok karışık ifade edildiği için anlaşılamayan birkaç yer var. Öncelikle Borçlununsözkonusu borcunu bazı yerlerde B'ye ödediğini, bazı yerlerde C'ye ödediğini esas alarak hareket etmişsiniz ki burası iyice olayı anlaşılmaz yapıyor.

Şu noktalar üzerinde yoğunlaşmanızı ve sırasıyla hareket etmenizi öneririm: Olayda;

1. Çek, kambiyo vasfını yitirmiş midir?
2. Kambiyo vasfında olmayan (bu vasfı yitirmiş), bir belgeye dayanarak temel ilişkiyi ispatlamak noktasında, keşideci ile hiçbir temel ilişkisi olmayan hamilin, keşideciye müracaatı ne derece doğru olur?

Bu sorulara cevap aramanız kanaatimce cevaba giden yola girmemizi sağlayabilir.