** Keşideci A hamiline bir çek keşide ediyor. Çekte B'nin cirosu mevcut. Çekin hamili ise C.
** Çek C tarafından yasal süre içerisinde bankaya ibraz edilmediğinden çek vasfını yitiriyor ve adi havale hükmünde.
** Bu çek dayanak edilerek ilamsız takip başlatılıyor.
** İlamsız takipte alacaklı olan C, A'yı ve B'yi takip borçlusu olarak gösteriyor.
** Takip borçlularından A, "
alacaklı C'ye herhangi bir borcum yoktur. Bu belge ile ilgili olarak da ödemelerimin tümünü B'ye yaptım"şeklinde borca itiraz ediyor.
Şimdi öncelikle kendi görüşlerimi ekleyerek sizlerin değerli görüşlerinizi paylaşmanızı rica edeceğim. Bu takip İİK M.68/1'deki belgelerden birine
dayanmamaktadır dolayısıyla genel kural itibari ile itirazın kaldırılması yoluna gidilebilmesi mümkün değildir. Ancak borçlu-keşideci A, borç doğuran hukuki ilişkiyi kabul ederek ödeme olgusuna dayalı olarak borca itiraz etmiştir. Fakat bunun yanında ödemeye dayalı itirazında borcu takip alacaklısı C'ye değil; ciranta B'ye ödediğini ileri sürmüştür.
Yargıtay'ın pek çok kararında (özellikle de 12 HD. kararlarında) atıf yapılan HGK'nın
4.12.1985 tarih 12/27-984 sayılı kararında borçlunun hukuki ilişkiyi kabul ederek borcu ödediğini ileri sürmesi halinde, borç kabul edilerek ödeme olgusuna dayanıldığından; kabul edilen bir hususun ayrıca 68/1'deki maddelerden biri ile ispatına yer olmadığı bu durumda borcun ödendiğinin artık borçlu tarafından İİK 68/1'deki belgelerden biri ile ispat edilmesi gereği vurgulanmıştır. Ancak bunun yanında fazlaca bir kısım kararda ise bu nitelikte bir belgenin ilamsız takibe dahi konu edilemeyeceği yönünde karar verilmiştir.
Bu durumda ben itirazın kaldırılması davası açtım ve borçlunun ödeme olgusuna dayandığını; dolayısıyla artık taraflar arasındaki hukuki ilişki ve borcu kabul ettiğini, böylece ödeme olgusunu 68/1'deki belgelerden biri ile ispat etmesi gerektiğini ileri sürdüm diyelim
Bu durumda A borcu müvekkil C'ye ödediğini ispat edemeyecek, böyle bir şey ileri sürmüş de değil. Ancak belki ileri sürdüğü gibi ciranta B'ye ödediğini ispat edebilecek(bir ödeme belgesi ile). Burada A'nın borca itirazının metni kafamı karıştırdı sanıyorum. Yetkili hamillikten yola çıkarak, borcu B'ye ödemiş olması beni bağlamaz yetkili hamil benim demem de ne kadar yerinde olur... Zira elimde artık çek vasfı olmayan bir belge var. Sunacağı belge de benim imzamı taşıyan bir belge olmayacak; olsa olsa ciranta B'nin imzasını taşıyor olacak.
Sizce;
1) Yerleşik Yargıtay görüşlerine dayanarak itirazın kaldırılması davası açabilir miyim?
2) Bu davayı açarsam, A'nın ödeme def'inde bulunduğu ancak bunu B'ye yönlendirdiği; dolayısıyla borcu müvekkil C'ye ödediğini gösterir bir belge sunamayacağı; bir de bunun yanında çekin çek vasfını yitirmiş olduğu da gözetilirse (dıdının dıdısı) durum hakkındaki değerlendirmeniz ne olur?
Kafam o kadar karıştı ki sorduğum sorunun bile sağlığından şüphe ediyorum