Mesajı Okuyun
Old 21-08-2009, 03:11   #2
fikirbay

 
İnceleme soyut kavramlar ve anlamlar

Özür dilemek ve aman dilemek. Karşılığı bu olsa gerek.

Biri; ihmalini, kusurunu, kastını kabullenmek. Diğeri; ihmalinin, kusurunun, kastının affını istemek.

Aman dilemek, içinde özür dilemeyi de barındırmakla birlikte, özür dilemenin ötesine geçmek anlamını taşıyor.

Her ikisi de, bir uzlaşma gayretini, bir barış çağrısını da içeriyor.

Aman dilemek ve aman vermemek.

Aman dilemekte bir aşağılanma, kendini aşağı verme var.

Özür dilemek biraz daha onurlu bir duruş gibi. Kendi ihmal, kusur veya kastını kabul ve kontrol edebilen yetkin insan...

Düşünüyorum da; bu kavramların, bu anlamların pratik faydası, reel faydası nedir diye?

Yok aslında değişen birşey. Sözcüklerin büyüsü var sadece.

Özür dileyen gerçekte aşağılık olmaktan kurtuluyor mu gerçekten? Yüreğinden ne hissettiğini nereden bileceğiz ki?

Aman dileyen, ya kurnazlık peşindeyse?

Bu kavramlar ve anlamlarla avunacak mıyız yani?

Öldür, öldür, yok et; sonra özür dile, aman dile...

Bu kadar basit mi? Değişen ne? Havadaki titreşimin kulağıma taşıdığı o sesin, gerçekte önemi ne?

Gerçek anlamı neye yüklemeliyiz? Veya gerçek ne ola ki?

Bütün bunları sorgulayan biz, kendimiz, ne kadar gerçeğiz ki?

Molekül zirciri halinde bir varmış bir yokmuş triplerindeyiz. Atomlar, moleküller, hücreler düzenli olarak bir arada kalınca varız, dağılınca yokuz. Varken neyiz, neyi temsil ediyoruz. Moleküllerin biraraya gelmesinin anlamı ve önemi ne.

Legolar gibi, bir şekil veriyorsun, sonra dağıtıyor ve yeni bir şekil veriyorsun. Legolar yine lego. Şekil verince ona anlam yükleyen biziz.

Kendimiz de canlı legolar gibiyiz. Bir şekil almışız ve buna "içerden", yani kendi içimizden kendimize, önem atfedebiliyoruz sadece. Kendi kendimize değer ve anlam yüklüyoruz veya yükleniyoruz. İçerden dışarı bakıyoruz. Legoya baktığımız gibi dışardan değil. Yüklendiğimiz değeri, anlamı ve önemi taşımaya çalışıyoruz.

Sonra da özür veya aman dileyecek işlere kalkışıyoruz.

Bir yaratıcı var veya yok. Bir Tanrı olsa da olmasa da bütün bu varlıklar alemi niye var?

Diyelim ki Tanrı var.

Tanrı ve yarattığı varlıklar; bütün bunların anlamı ne? Nerdeyiz biz? Neyin içinde veya neyin dışındayız?

Bütün bu olup bitenlerin anlamı ne veya bir anlamı olmalı mı?

Bilinemezcilik daha mı iyi? Ama, çok kifayetsiz değil mi aslında? Kendimizi mi kandıralım yani, bilinemez işte diyerek.

Haydi çöz, çözebilirsen! Zifiri karanlıktayız esasen...

Mutlak gerçeği bilebilmek, ne güzel olurdu...