06-08-2009, 13:07
|
#65
|
|
Güvenliğin söz konusu olduğu uygulamalarda standart prosedürlerin uygulanmasına sanırım hukukçuların da itirazı olmaz. Olayın gerçekleştiği Diyarbakır havalanı her ne kadar sivil uçaklar için olsa da askeri bir havaalanı görünümündedir. Ayrıca bölgedeki aramaların sadece uçağa iniş binişteki gibi olmadığı kara ulaşımı için de geçerli olduğunu biliyorum. Yurt dışında da güvenlik düzeyinin yüksek olduğu yerlerde bu tip prosedürler daha katı uygulanıyor. Örneğin Amsterdam'dan ABD ye geçişte daha sıkı bir kontrolden geçiyorsunuz.Orada hakim savcı ya da avukat kimliğinizi göstermenizin yararı olacağını sanmıyorum, herkes gibi kemerinizi ayakkabılarını ve üstünüzde ne kadar metal varsa tümünü çıkarır ve el bagajınızın didik didik aranmasına ve sıvı materyalin (parfüm dahil ve bazen biberondaki sütün bile) el konulmasına ses çıkaramazsınız. Çünkü kişi kurallar ne ise onu uyguluyordur ve batıda hep hayran olduğumuz düzen aslında kuralların herkese ayrıcalıksız uygulanmasından ileri gelir. Bizde ise konumumuz gereği bir ayrıcalık beklentisi vardır. Bunlar garipsenmemeli ve tüm yolcuların güvenliği için olduğu düşünülmeli. Hukukçuların üstünün aranamayacağına dair uygulamanın sadece görev gereği durumlar ile sınırlı olması gerekir. Aile ziyareti için yapılan bir yolculuk söz konusu ise bu koşullarda görev söz konusu değildir ve normal diğer vatandaşlara uygulanan prosedür ne ise aynı prosedürün ayrıcalıksız uygulanması gerekir.
|