Sayın Av. Ömeroğlu,
İnsafsız olmamak adına
olaya bakış açılarımıza dair bulduğum iki -farklı- Yargıtay kararını eklemek isterim.
1. si:
http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=9890
adresinde Sayın erdal7 nin 4 no lu mesajındadır:
|
|
|
|
T.C.
YARGITAY
19. HUKUK DAİRESİ
E. 2001/5211
K. 2002/1612
T. 1.3.2002
• İTİRAZIN İPTALİ ( Borcun Ödenmemesi Sebebiyle Girişilen İcra Takibine Vaki İtirazın İptali )
• ÇEK TAKİBİNDE SÜRE ( Çekin On Günlük Yasal Süre İçinde Bankaya İbraz Edilmemesi Halinde Çekin Kambiyo Hukukuna Dayalı Olarak Müracaat Hakkını Kaybedecek Olması )
• SEBEPSİZ ZENGİNLEŞME ( Çekin Kambiyo Hukukuna Dayalı Müracaat Hakkını Kaybetmesi Halinde Davacının Alacağını Sebepsiz Zenginleşme Hükümleri Uyarınca Talep Etmesi )
• KAMBİYO HUKUKUNA DAYALI MÜRACAAT HAKKINI KAYBEDİLMESİ ( Çeki Yazılı Delil Başlangıcı Kabul Edip Delillerle İspatının yada Sebepsiz Zenginleşmeye Dayalı Alacağın Tahsilini İstemesinin Gerekmesi )
2004/m.67,
6762/m.720,730,644
ÖZET : Çek on günlük yasal süre içinde bankaya ibraz edilmediğinden davacı hamilin kambiyo hukukuna dayalı müracaat hakkını kaybettiği anlaşılmaktadır.Kambiyo hukukuna dayalı müracaat hakkını yitirmiş olan hamilin, alacağına kavuşabilmesi için aralarında temel ilişki bulunan keşideciye karşı, çeke yazılı delil başlangıcı olarak dayanıp, tanık dahil diğer delillerle alacağını kanıtlaması, ya da sebepsiz zenginleşme hükümleri çerçevesinde alacağını talep etmesi gerekmektedir.
DAVA : Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, davalının keşide ettiği 400.000.000.TL tutarındaki çekin bankada karşılığını bulundurmadığını, ancak çekin arkasını yazdırmayarak borcun ödenmesini beklediklerini, bu arada altı aylık süre geçtiğinden çekin kambiyo senedi vasfını yitirdiğini, borcun ödenmemesi üzerine girişilen icra takibine davalının itiraz ettiğini belirterek itirazın iptali ile takibin devamına ve %40 tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının haksız ve kötüniyetli olarak zamanaşımına uğramış çek'e dayalı takip yaptığını, İcra Tetkik Merciinde açtığı itirazın kaldırılması davasının reddedilerek kesinleştiğini, davacıya borçlu bulunmadıklarını, temel ilişkiye dayanan bir alacak olmadığını beyan ederek davanın reddini ve %40 tazminata hükmedilmesini istemiştir.
Mahkemece, icra takibine konu çekin vasfını kaybedip adi havale niteliğinde olduğu, buna dayanarak yapılan takibin haklı olabilmesi için aradaki ilişkinin açıklanıp geçerli delillerle kanıtlanması gerektiği, davacının taraflar arasındaki temel ilişkiyi ve alacağı açıklayıcı beyanda bulunmadığı ve delil de göstermediği, yapılan takibin de haksız olduğu gerekçesiyle davanın reddine ve %40 tazminatın davacıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava konusu çek on günlük yasal süre içinde bankaya ibraz edilmediğinden TTK.nun 720.maddesi gereğince davacı hamilin kambiyo hukukuna dayalı müracaat hakkını kaybettiği anlaşılmaktadır.Kambiyo hukukuna dayalı müracaat hakkını yitirmiş olan hamilin, alacağına kavuşabilmesi için aralarında temel ilişki bulunan keşideciye karşı, çeke yazılı delil başlangıcı olarak dayanıp, tanık dahil diğer delillerle alacağını kanıtlaması, ya da TTK.nun 730/14.maddesi yollamasıyla çeklerde uygulanması gereken aynı yasanın 644.maddesi uyarınca sebepsiz zenginleşme hükümleri çerçevesinde alacağını talep etmesi gerekmektedir.
Somut olayda davacı, davalıdan alacaklı olduğunu ve davalının oyalaması sebebiyle dava konusu çeki süresinde muhataba ibraz edemediğini ileri sürmek suretiyle temel ilişkiden söz ettiğine göre, yukarıda açıklandığı üzere davacıya iddiasını kanıtlama olanağı tanınıp, varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetli olmadığı gibi, İİK.nun 67/2. maddesinde, alacaklının takibinde haksız ve kötüniyetli olması halinde aleyhine tazminata hükmolunacağı öngörülmüş olduğu dikkate alınmadan davacının takibinde haksız olduğu gerekçesiyle "haksız takip tazminatına" karar verilmesi de kabul şekli itibariyle isabetli değildir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 1.3.2002 gününde oybirliğiyle karar verildi.
|
|
 |
|
 |
|
2.si
Yargıtay 19. Hukuk Dairesi, 09.05.2006 T., 2005/8811 E., 2006/5123 K: "Davacı vekili, müvekkiline verilen borç para karşılığında davalı tarafça keşide edilen çekin müvekkilince dava dışı S.' a ciro edildiğini, çekin süresinde bankaya ibraz edildiğini karşılığı çıkmayınca çek bedelinin müvekkili tarafından dava dışı şahsa verilerek çekin alındığını, söz konusu çek zamanaşımına uğradığı için girişilen genel haciz yolu ile takibe haksız olarak itiraz edildiğini ileri sürmüş ve TTK'nun 644.maddesi gereğince sebepsiz zenginleşen davalının itirazının iptali ile % 40 tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddi ile %40 tazminatın davacıdan tahsili gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece davalının sebepsiz zenginleşmediğini usulen ispatlayamadığı gerekçesiyle çek bedeli olan asıl alacak bakımından itirazın iptali ile takibin 3.400.000.000. TL'ye takip tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte devamına hükmolunan miktarın % 40'ı oranındaki inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Dava zamanaşımına uğramış olan çeke dayalı ilamsız icra takibine yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir.
Çekin zamanaşımına uğraması halinde kambiyo hukukundan doğan haklar yitirilir. Böyle bir durumda arada temel ilişki varsa zamanaşımına uğramış çeke yazılı delil başlangıcı olarak dayanılabilir ve alacağın varlığı tanık dahil her türlü delille kanıtlanabilir. Arada temel ilişki bulunmaması halinde ise TIK'nun 644. maddesinde düzenlenmiş olan sebepsiz zenginleşme hükmüne dayanılarak talepte bulunulabilir.
Bu açıklamalardan da anlaşılacağı üzere
TTK.nun 644. maddesi uyarınca sebepsiz zenginleşme hükmüne dayanarak ancak ciro yolu ile çeki eline geçiren hamilin dava açması mümkündür. Başka bir ifadeyle lehdar ile keşideci arasında temel ilişki bulunduğundan bunlar arasındaki bir davada TTK.nun 644. maddesinin uygulama yeri bulunmamaktadır. Zira lehdarın keşideciye karşı açacağı davada zamanaşımına uğramış olan çeke yazılı delil başlangıcı olarak dayanması ve alacağını her türlü delille kanıtlaması olanağı mevcuttur. Kuşkusuz bu durumda ispat külfeti alacak iddiasında bulunan lehtardır. Aksi düşüncenin kabulü ispat külfetinin keşideciye geçmesine yol açar ki bu da temel ilişkide alacaklı olduğunu iddia eden kişinin iddiasını kanıtlamakla yükümlü olduğu kuralına ters düşer. Mahkemece belirtilen yönler gözetilmeksizin olaya uygun düşmeyen gerekçelerle yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmemiştir."
Böylece;
 |
Alıntı: |
 |
|
|
 |
Yazan Av. Ömeroğlu |
 |
|
|
|
|
|
|
(varsa Yargıtay kararı tartışmaya açıktır)
|
|
 |
|
 |
|
tartışılabilecek, hem de aynı Dairenin iki farklı kararını haiziz

Gerçi 1.de süresinde ibraz edilmeyen ve adi havale niteliğinde bir çek var ama kusura bakmayınız; ancak bunu bulabildim
Saygılarımla...