Mesajı Okuyun
Old 29-07-2009, 11:27   #3
Hasan Bahadır Büyükavcı

 
Varsayılan

Duygu Hanım,
Öncelikle zaman ayırıp emek harcadığınız için teşekkür ederim.

Vermiş olduğunuz Yargıtay kararları faydalı oldu. Ama kafamdaki şu soru hala ortadan kalkmadı. Sunmuş olduğunuz Yargıtay kararında öncelikle "hükmi red" hususunun herhangi bir irade beyanı olmaksızın kanunen doğduğuna değinilmiştir. Buna göre mirasçılar bir dava esnasında hükmi red olgusunu ayrı bir dava açarak veya mahkemede def'i olarak ileri sürebilmektedirler. Buraya kadar bir problem yok.

Olayımızda açılan alacak davasında murisin ölümü anında terekenin borca batık olduğunun herkesçe biliniyor olduğunu farzetsek dahi şu sorun önümüze çıkıyor.
Borca batıklık hususu;
ne alacak davasının görüldüğü mahkemede def'i olarak ileri sürülmüş,
ne ayrı bir tespit davası açılmış,
ne de mahkemece bu hususta re'sen bir araştırma yapılmıştır.
Karar mirasçılar aleyhine verilmiş, Yargıtaya gitmeksizin kesinleşmiştir.

Şu aşamada elimizde hukuken kesinleşmiş bir mahkeme kararı vardır.

Sonuç olarak şu aşamada mirasçılar murisin ölümü anında tereke borca batıktı, bu batıklık hükmen red sonucunu doğurur, bunun için bir irade açıklamasına dahi gerek yoktur, biz davada bunu ileri sürmesek dahi hükmi red sonuçlarını doğurur diyebilirlermi?

Eğer derlerse alacak davasını gören mahkemenin verdiği ve kesinleşmiş kararın akıbeti ne olacaktır?

Kanaatimce artık ortada maddi anlamda kesinleşmiş bir hüküm vardır. Sonradan açılacak tespit davası mirasçılar lehine olsa dahi karar kesin olduğu için bu meblağı ödemek zorunda kalacaklardır.

Değerli görüşler için teşekkürler.