Mesajı Okuyun
Old 19-07-2009, 19:04   #3
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan Yol gösterebilir mi? 2

T.C.
DANIŞTAY
9. DAİRE
E. 1993/338
K. 1993/2985
T. 16.9.1993
• BELEDİYE GELİRLERİ ( Su Katılım Payı - Taşınmaz Sahiplerinin Fiilen Yararlanması Gerekmeyeceği )
• SU KATILIM PAYI ( Taşınmaz Sahiplerinin Fiilen Yararlanması Gerekmediği - Belediye Gelirleri )
• HARCAMALARA KATILMA PAYI ( İçme Suyu Tesis Edilmiş Olması - Taşınmazın Su Dağıtımının Yapıldığı Sahada Bulunması - Fiilen Yararlanma Koşulu Aranmaması )
2464/m.88,89
ÖZET : Su tesisleri harcamalarına katılma payı yükümlülüğünün doğması için, belediyece beldede içme suyu tesis edilmiş olması ve taşınmazın su dağıtımının yapıldığı sahada bulunması koşullarının, birarada bulunması gerekeceği hakkında.

İstemin Özeti: Eskişehir Belediyesince tahakkuk ettirilen su tesisleri harcamalarına katılma payına karşı açılan davayı; 2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanununun 88. maddesinde, belediyelerce veya beledeyelere bağlı müesseselerce beldede yeni içme suyu şebeke tesisleri yapılması, mevcut şebeke tesislerinin tevsii ve ıslahı halinde, dağıtımının yapıldığı saha dahilindeki gayrimenkullerin sahiplerinden su tesisleri harcamalarına katılma payı alınacağının öngörüldüğü, 89. maddesinde payların hesaplanma şekli belirtilmiş, 90. maddesinde ise, bu payın, hizmetten faydalanma şekline göre ilgili gayrimenkul sahipleri arasında ve 89. maddeye göre hesaplanan katılma payları toplamının ilgili gayrimenkullerin vergi değerleri toplamına oranlanarak dağıtılması suretiyle hesaplanıp tahakkuk ettlrileceğinin hükme bağlandığı, bu yasal düzenlemeye göre, su tesisleri harcamalarına katılma payı mükellefiyetinin doğması için iki şartın birlikte gerçekleşmiş olmasının yeterli olduğu, bunlardan birincisinin, ister yeni şebeke tesisi şeklinde, isterse eski şebekenin genişletilmesi ve yenilenmesi şeklinde olsun belediyelerce veya belediyeye bağlı müesseselerce beldede içme suyu tesis edilmiş olması, ikincisinin de gayrimenkulün su dağıtımının yapıldığı saha dahilinde bulunması gerektiği, ayrıca su dağıtım şebekesine bağlanmak suretiyle gayrimenkul sahiplerinin suyu bizzat kullanmaya geçmeleri şartının aranılmayacağı, tesisin gayrimenkul sahiplerinin istifadesine sunulmuş olmasının yeterli olduğu, dava dosyasının incelenmesinden, uyuşmazlık konusu gayrimenkulün Eskişehir İl Belediyesi hudutları içindeki yeni yapılan içme suyu şebekesinin dağıtım sahasında bulunduğunun ihtilafsız olduğu, dava, su ihtiyacının kurumun gayrimenkullerinde açılan 6 adet kuyudan temin edildiği su dağıtım şebekesinden bağlantı suretiyle istifade etmediği ve pay oranının fahiş olduğu iddialarıyla açılmış ise de davalı idarece tesis eden içme suyu şebekesi masraflarının su dağıtım sahası içinde bulunan gayrimenkul sahipleri arasında gayrimenkullerin vergi değerleri toplamına oranlanarak dağıtılması suretiyle hesaplanıp paylaştırılmasında yasaya aykırılık görülmediği gerekçesiyle reddederek tarhiyatı onayan Eskişehir 1. Vergi Mahkemesinin 2.12.1992 gün ve 1992/515 sayılı kararının; belediyenin su tesislerinden faydalanmadıkları, zira kendi gayrimenkulleri üzerinde bulunan 6 adet kuyudan su ihtiyaçlarını karşıladıkları ileri sürülerek bozulması istemidir.

Savunmanın Özeti: Cevap verilmemiştir.

Danıştay Savcısı I. E.`in Düşüncesi: Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 49. maddesinin 1. fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp vergi mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında, anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.

Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin reddiyle vergi mahkemesi kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Dokuzuncu Dairesince Savcının ve Tetkik Hakimi Ş.I.`ın yazılı ve sözlü görüş ve düşünceleri alındıktan sonra işin gereği görüşüldü:

Temyiz edilen Eskişehir 1. Vergi Mahkemesinin 2.12.1992 gün ve 1992/515 sayılı kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinin 1. fıkrasında sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisinin bulunmadığı anlaşıldığından temyiz isteminin reddine, anılan mahkeme kararının onanmasına, 16.9.1993 gününde oybirliğiyle karar verildi.