Konu: Kulak Kiri
Mesajı Okuyun
Old 09-07-2009, 22:05   #1
duyurucu1

 
Mutsuz Kulak Kiri

KULAK KİRİ

(Bu yazı ciddi bir yazıdır.Ama mizahtır)

Duyurucu1’in oğlu İstanbulda doktor.Bir kaç günlüğüne Mersin’e ziyaretine geldi.Beraber denizde yüzdüler.Akşam yoruldukları için erken uyudular.Ertesi gün Cumartesi.Sabah kahvaltı saatinde Duyurucu1’in oğlu kulağı ile oynamaya başladı.Bir kulak çöpü ile kurcaladı içinden sanki kanlı bir böcek ezilme pisliği çıkardı.Bunun üzerine telaşlandılar ve hafta sonu tatilinde KBB doktoru aramaya başladılar.Neyse özel bir hastanede özel KBB uzman doktorunu buldular.Doktorun muayanehanesine girmeden önce duyurucu1 ile oğlu arasında şöyle bir konuşma geçti.

Duyurucu1” Sen bu doktoru tanımazsın.Sen İstanbulda uzman Ortopedi doktorusun bu ise KBB uzman doktoru.Gerçi görevli hemşireye adını işini ve statünü söyledin ama.Özel hastane girişine kayıt yaptırmadın.Buraya senin kulak muayenen için bir ücret ödemek gerek”

Duyurucu1’in oğlu”Baba ben İstanbulda eğer bana gelen doktor ise,hiç ücret almıyorum.Hatta hasta olan doktoru, ameliyat dahi etsem ücret almıyorum.Doktorlar arasında böyle ,yazılı olmayan bir dayanışma anlaşması var.Ama Mersinde değer yargıları nedir bilemiyorum.Ben muayene ve operasyon sonrası ücret teklif ederim.Alırsa alır.Ne yapalım”

O sırada hemşire hanım Duyurucu1’in oğlunu”Buyur doktor bey” diyerekten içeri davet etti.Bir süre sonra Duyurucu1 ‘in oğlu çıktı ve “hadi gidelim baba “dedi ve özel hastaneden çıktılar.

Duyurucu1 sordu “ne imiş?Kulak içine böcek mi kaçmış?”

Duyurucu1’in oğlu;”Hayır baba böcek kaçması değilmiş.Kulak kiriymiş.Biz denizde yüzdük ya.Kulak içerisindeki birikmiş ve kurumuş kulak kiri suyu görünce şişmiş ve kulak yolunu tıkamış.Bizim böcek zannettiğimiz esasında doğal bir problem olan kulak kiri imiş.”dedi.

Duyurucu1”Peki sen hastane kayıtlarına girmedin.Ücret ödemedin.Ayıp olmasın .Bari doktora teklif etseydin.Adam seni ilk defa görüyor.Sen de onu ilk defa görüyorsun.Daha önceden bir merhabanızda yok.”

Duyurucu1’in oğlu;”Evet daha önce birbirimizi tanımayız.İlk defa bugün burada tanıştık.Ben usulen para teklif ettim.Ama KBB doktoru çok garipsedi.Olur mu Doktor bey.?Yani şimdi bizde İstanbulda kolumuzu bacağımızı kırmış olsa idik ve size gelseydik bizden para mı alacaktın?-diye de beni utandırdı.Evet Doktorlar arasında genel yazılı olmayan dayanışma anlaşması Mersinde de eksiksiz uygulanmaktadır.”dedi.

Duyurucu1 düşündü;kendi çapında irdelemelerde bulundu.

1)Duyurucu1’in oğlu Ortopedi doktoru ve sade vatandaşlar gibi hasta olmuş.Üstelik kendi çevresinden olmayan bir çevrede hastalanıyor.Hiç tanımadığı bir KBB uzmanına gidiyor ve kulağına operasyon uyguluyor.KBB doktoru,bir kuruş para almıyor.

2)Duyurucu1’in oğlu meslek riskine kapılmıyor.Meslek riskine kapılıp yaptığı doktorluk nedeni ile,Doktorluk görevini yaptığı hastane ortamının hijyenik olmayan koşulları nedeniyle hasta olmuyor.Yani bu hastalığı, işi nedeniyle değil.Buna rağmen mesleklektaşı doktor, kendini tanımasa da kulağına bakıyor ve problemini ortadan kaldırıyor.

AVUKATLARA GELECEK OLURSAK;

1)Bir avukat sade vatandaş gibi bir davası olabilir.Bu davası nedeniyle bir başka avukat arkadaşına gittiğinde onun davasını üstlenir mi?Oysa KBB doktoru tanımadığı ve ilk defa konuştuğu bir meslektaşının problemini halletmiş.Özel hastanenin olanaklarını da kullanarak.

2)Hele bir doktor ameliyat sıtasında bir mikrop kapmışsa yada doktor hastane ortamından bir mikrop kapıp hastalanmışsa yani meslek riskine maruz kalmışsa; hemen o hastanenin doktor ve sağlık personeli meslek riskine kapılmış hasta doktoru, ve hatta özel hastanenin tüm olanaklarını kullanarak iyileştirmeğe çalışırlar.

3)Duyurucu da tıpkı Duyurucu1’in oğlu gibi bir konumda olsa yani kulağında kir olmasada bir davası olsa ve bir avukat meslektaşına gitse,acaba hiç tanımadığı avukat meslektaşı bu davaya girer ve avukatın problemini çözer mi ?”Ayıp etin Duyurucu1 sen İstanbuldan gelmişsin ve şu anda bir davaya bulaşmışsın,hukuki bir problemin var.Hadi bunu ben çözeyim.Sen sadece Türkiye Barolar Birliği tarifesi üzerinden %18 KDV ve %15 gelir vergisini öde.” Der mi? Yani ülkenin neresinde olursa olsun başına bir iş geldiğinde gayet rahat bir şekilde üzerinde avukat yazan bir bürodan içeri girer ve hukuki yardım alır mı?Yada alacağını bilerek gönül rahatlığı içerisinde olur mu?

Hayır avukatlar arasında yazılı olmayan böyle bir dayanışma taahhüdü yoktur.Bu nedenle avukat avukattan ÜCRETSİZ hukuki yardım alamaz.

4)Doktorun birinin ameliyat sırasında mikrop kapıp hastalandığı yukarda anlatılmış ve bu gibi durumda o sağlık kurumunun tüm olanakları doktorun iyileştirilmesi için seferber edilmişti.Doktorun ameliyat sırasında,hastanenin mikroplu ortamında yada zaten mikrop deposu olan hastalarından mikrop kapıp hasta olması kuvvetle muhtemeldir.Bu gibi bir durumda doktor için “meslek riskine kapıldı ve hasta oldu deriz”O kişi doktor olmasa idi mikrop kapmayacak ve hasta olmayacaktı.

Gelelim avukata.Avukat de meslek riski altındadır.Avukat olması nedeniyle,avukatlık işini yaparken risk altındadır.Tıpkı ameliyat sırasında mikrop kapan doktor gibi hastalığının avukat lehine halledilmesi gerek.

Doktor ,gerek sade vatandaş gibi hasta olduğunda gerek işi ve doktorluğu nedeniyle mikrop kapması nedeniyle yani meslek riski nedeniyle hasta olduğunda kendisini kim ÜCRETSİZ iyileştiriyor ?Kim hayatta kalmasını sağlıyor?Doktor meslektaşları.

Avukat,avukatlık mesleği nedeniyle ,avukatlık işini yaparken isnat altında kalıp, sanık olduğunda yada hak ihlaline uğradığında kendisine kim yardımcı oluyor?Avukatı kim koruyor kim yardımcı oluyor,kim ÜCRETSİZ yardımda bulunuyor. .Cevap hiç kimse.

Doktorun doktora yardımda bulunacağı yazılı değil.Tüm doktorlar tarafından kabul görmüş yazısız bir anlaşma.

Avukatın avukata yardımda bulunacağı yazılı olarak belirlenmiş.Avukatlık Kanunu 95/4 te ve meslek kurallarında kurala bağlanmış.İç yönetmeliklerde kurala bağlanmış.Buna rağmen avukat diğer meslektaşına bireysel olarak yardımda bulunmadığı gibi kurumsal olarak barolar da avukata yardımda bulunmuyor.

Avukatın ,kendi öz kurumu olan barolar nezdinde kulak kiri kadar değeri yok.Bir avukatın diğeri nezdinde kulak kiri kadar değeri yok.Hatta bir avukat hayatta kalamayışı nedeniyle avukatlık toplumundan ayrıldığında diğerleri üzülmüyor.”Bir kişi eksildi.Onunda belki dosyalarından bazıları bana gelir” diye düşünüyor.

Bir avukat meslek riski nedeniyle yargılandığında,sanık yada müşteki olduğunda barodan hukuki destek alamıyor.Tam tersi barolar meslek riskine kapılmış avukatı,disiplin kurulları aracılığıyla kendisi de yargılıyor.Avukat yargılanıp avukat toplumundan ayrıldığında da kurumu dahi önemsemiyor.Hatta kendi öz kurumu o avukata ağır ceza mahkemesinin verdiği kararı uygulayarak avukatlıktan atıyor.Yani sistem, avukatı,avukatlık toplumundan meslek riski nedeniyle dışarı atarken kararı ağır ceza mahkemesine verdiriyor.Uygulamasını ise yani ipi çekme görevini baroya veriyor.Baro ağır ceza mahkemesinin celladı oluyor.

Barolar bu işe seyirci kalıyor.Farkına varamadıkları güçlerini kullanmıyorlar.Kullanmak istemiyorlar.Barolar korkuyor.

Oysa bir devlet memurunun dahi meslek riski nedeniyle koğuşturmasının yapılması ve yargılanması uzun idari süreçlerin tamamlanmasına bağlı.İdari makamların izin vermesine bağlı.Avukatlar meslek riski nedeniyle Devlet Memurunun sahip olduğu kadar dahi teminata ve dokunulmazlığa sahip değil.Oysa avukat yargılanmadan Baroların ve Türkiye Barolar Birliğinin olurunun alınması gerek.

Statükocular avukattan çok korkmaktalar.Bu nedenle avukat üzerindeki baskının devam etmesini ve hatta biraz daha arttırılmasını istemektedirler.Bu nedenle de baroların yönetimlerine statükocu ve korkak yöneticilerin gelmesinin koşullarını oluşturmaktalar.Baro yönetimlerine kahraman,korkmayan cübbesinden başka kaybedecek bir şeyi olmayan yöneticiler seçildiğinde avukatlarında kulak kiri olmaları ortadan kaldırılmış olur.