Mesajı Okuyun
Old 08-07-2009, 10:22   #4
esparadofree

 
Varsayılan

Sayın GÜÇLÜ, Sayın SEDNA'nın, İdarenin hangi fiil veya eylem/ler nedeniyle İdari Nitelikle Para Cezası uyguladığı yönününde açıklama yapılmadığı için 5326 Sayılı Kabahatler Kanunu çerçevesinde görüş vermeye gayret edilmiştir.
Diğer taraftan iki hususun da değerlendirilmesinden fayda olacağı düşünülmektedir.
2872 Sayılı Çevre Kanunu'nun 25 inci maddesinin 2 ve 3 üncü fıkrası,
İdarî yaptırım kararlarına karşı tebliğ tarihinden itibaren otuz gün içinde idare mahkemesinde dava açılabilir. Dava açmış olmak idarece verilen cezanın tahsilini durdurmaz.
İdarî para cezalarının tahsil usûlü hakkında 30/3/2005 tarihli ve 5326 sayılı Kabahatler Kanunu hükümleri uygulanır, hükmüne amirdir.

Dolayısıyla 2872 Sayılı Çevre Kanunu'nun Beşinde Bölümünde belirtilen fiil veya eylem/ler nedeniyle alınan, İdari Nitelikte Para Cezası kararlarının hukuksal denetimi İdari Yargı Merciileri tarafından yapılır.

ANCAK,
Kabahatler Kanununun 5560 sayılı Kanunla değişik 17 nci maddesinin (4) numaralı fıkrasında “Genel Bütçeye gelir kaydedilmesi gereken idarî para cezalarına ilişkin kesinleşen kararlar, 21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre tahsil edilmek üzere Maliye Bakanlığınca belirlenecek tahsil dairelerine gönderilir. Sosyal güvenlik kurumları ve mahalli idareler tarafından verilen idarî para cezaları, ilgili kanunlarında aksine hüküm bulunmadığı takdirde, Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre kendileri tarafından tahsil olunur. Diğer kamu kurum ve kuruluşları tarafından verilen ve Genel Bütçeye gelir kaydedilmesi gerekmeyen idarî para cezaları, ilgili kanunlarında özel hüküm bulunmadığı takdirde genel hükümlere göre tahsil olunur.” hükmü yer almaktadır.
Buna göre, genel bütçeye gelir kaydedilmesi gereken idari para cezalarının 6183 sayılı Kanuna göre takip ve tahsil edilebilmesi için, bu cezalara ilişkin idari yaptırım kararlarının kesinleşmesi gerekmektedir.
Kabahatler Kanunu, genel bütçeye gelir kaydedilmesi gerekmeyen ve süresinde ödenmeyen idari para cezalarının takip ve tahsilinde idari yaptırım kararlarının kesinleşme şartını aramamaktadır. Ancak, bu idari para cezalarının düzenlendiği özel kanunlarda yer alan hükümlerin dikkate alınacağı tabiidir.
İdari yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna başvurulmaması veya kanun yoluna başvurulması halinde yargılama aşamalarının son bulması neticesinde idari para cezalarının takip edilebilir aşamaya gelmesi, idari para cezasının kesinleşmesidir.
Kabahatler Kanununun 5560 sayılı Kanunla değişik 3 üncü maddesinin (1) numaralı fıkrasının (a) bendi hükmü nedeniyle idari para cezalarının düzenlendiği kanunlarda kanun yoluna ilişkin düzenlemenin bulunması halinde, bu düzenlemelerin uygulanması gerektiğinden,
Kabahatler Kanununun 27 nci maddesine 5560 sayılı Kanunla eklenen (8) numaralı fıkrasında ise idarî yaptırım kararının verildiği işlem kapsamında aynı kişi ile ilgili olarak idarî yargının görev alanına giren kararların da verilmiş olması halinde; idarî yaptırım kararına ilişkin hukuka aykırılık iddialarının bu işlemin iptali talebiyle birlikte idarî yargı merciinde görüleceği düzenlenmiş olduğundan, bu kapsamdaki idari yaptırım kararları idari yargılama sürecine bağlı olarak kesinleşecektir.
Kanun Yolu Saklı Tutulan Hallerde İdari Para Cezalarının Kesinleşmesi: İdari para cezasına yönelik Kabahatler Kanununun hükümleri dışında kanun yolu öngörülmesi halinde, ilgili kanunlarında yer verilen kesinleşme nedenlerine bağlı olarak idari para cezaları kesinleşecektir.
Bu itibarla, söz konusu idari para cezaları hakkında, kanun yolları tüketilmeden, diğer bir ifade ile idari yaptırım kararı kesinleşmeden, idari para cezalarının, 6183 Sayılı Kanuna göre infazına (cebren takip ve tahsiline) başlanılmayacaktır.

Dolayısıyla, hangi fiil veya eylem/ler nedeniyle, hangi Kanuna maddelerine dayalı işlem yapıldığı hususunun tespit edilerek, yargı yoluna ilişkin tereddütlerin giderilmesi gerektiği, idari veya adli yargı yerinde görülen dava aşamasında, İdare tarafından para cezasına ilişkin Ödeme Emri'nin düzenlenip tebliğ edilmesi durumunda, 7 gün içinde Vergi Mahkemeleri nezdinde, yürütmeyi durdurma istemli olarak "kesinleşmeme" gerekçesine dayanılarak iptal davası açılması gerektiği, Sayın SEDNA'ya idare tarafından gönderilen ikinci yazının kesin yürütülebilir bir işlem olmadığı, kararın kesinleşmesinin beklenmesinin yerinde olacağı , Saygıdeğer Seçkin Yayıncılığın 12.05.2007 tarih ve 26520 sayılı Resmi Gazete yayımlanan 442 Nolu Tahsilat Genel Tebliği ile Maliye Bakanlığının 05.11.2008 tarih ve 107056 sayılı yazılarına yayınlarında yer vermesinin faydalı olabilileceği düşünülmektedir.

Saygılarımla.

Av. Cem KABDAN