Konu: Tebligat
Mesajı Okuyun
Old 21-06-2009, 17:19   #2
Av.Ufuk Bozoğlu

 
Varsayılan Geçerli Tebligatın usulüne ilişkin karar örneği,

T.C. YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu

Esas: 2004/12-765
Karar: 2004/730
Karar Tarihi: 22.12.2004

ÖZET: Tebliğ memurunun gerçekten muhatabın adresine gittiği ve fakat bulamadığı belgelenmemiş, yapılan işlem tebliğ memurunun soyut beyanından ibaret kalmıştır. Bu durumda, borçlu adresine çıkarılan ödeme emrinin usulüne uygun şekilde tebliğ edilmiş olduğunun kabulüne olanak yoktur. Eş söyleyişle, borçluya yapılan ödeme emrinin tebliği işlemi geçersiz olup, borçlunun bu tebliği şikayet ve icra dosyasına başvuru tarihi olan 12.11.2003 tarihinde öğrendiğini kabul zorunludur. İcra Hakimliğinin bu hususlara değinen direnme kararı usul ve yasaya aykırıdır.

(7201 S. K. m. 20, 21, 32) (Tebligat Tüzüğü m. 28, 29, 30) (YHGK 29.12.1993 T. 1993/18-778 E. 1993/876 K.) (YHGK 18.04.2001 T. 2001/6-386 E. 2001/389 K.)

....
....
Muhatabın adreste bulunmaması halinde tebliğ memurunun öncelikle bunun nedenini, geçici mi yoksa temelli mi ayrıldığını bilmesi muhtemel komşu, yönetici, kapıcı, muhtar, ihtiyar kurulu veya meclisi üyeleri, zabıta amir ve (veya) memurlarından tahkik ederek bunların beyanlarını tebliğ tutanağına yazıp altını imzalattırması, imzadan çekinmeleri halinde de bu durumu yazarak imzalaması gerekir. Yapılacak bu tespitten sonra belirlenecek duruma göre 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 21. maddesine göre tebliğ işlemleri gerçekleştirilir.

Anılan bu maddeye göre de, kendisine tebliğ yapılacak kimse gösterilen adreste bulunmaz veya tebellüğden çekinirse, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine ve yahut zabıta amir veya memuruna imza karşılığında teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırmakla beraber, tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesini de mümkün oldukça en yakın komşulardan birine bildirir. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih tebliğ tarihi sayılır.

Tebligat Tüzüğünün 28. maddesinin 1. fıkrasında da açıkça tebliğ memurunun muhatabın adreste bulunmama sebebini bilmesi muhtemel olan komşu, kapıcı gibi kimselerden veya o yerin muhtar veya ihtiyar kurulu üyelerinden ve yahut zabıta amir veya memurlarından soruşturarak, vaki olacak beyanı tebliğ mazbatasına yazıp altını imzalatması gerektiği, ifade edilmiştir. Bu yön Tebligat Kanunu'nun 23 ve Tüzüğün 33. maddelerinde de ayrıca vurgulanmıştır.

Yine, Aynı Kanunun "usulüne aykırı tebliğin hükmü" başlığını taşıyan 32. maddesinde: "Tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılır.Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi addolunur. " hükmüne yer verilmiştir.
Borçluya "Örnek 51 ödeme emri ve kira akdi fotokopisinin" tebliğine ilişkin işlemin bu kurallara uygun bulunmadığı açıktır. Zira, bu tebligattaki tebliğ şerhinde aynen: "Muhatabın adresi geçici kapalı olup, nereye Çarşı'ya gittiği komşusu... öğrenildi. Tebligat Kanunu 21. maddesi gereği Sümer Mahalle/köy muhtarına tebliğ e.dilip, adresin kapısına 2.nolu örnek yapıştırılarak komşusu haber verildi. İsim vermekten kaçınmıştır. 03.10.2003" açıklamasına yer verilmiş olup; muhtara isim, mühür ve imzasıyla teslim edilen evrak tebliğ memurunun imzası ile tevsik edilmişse de, yukarıda açıklandığı biçimde borçlunun çarşıya gittiğinin kimden soruşturularak tespit edildiği ve bu kişinin açık kimliğinin ne olduğu tebliğ mazbatasında açıklanmamıştır. Yine adı geçenin bunu onaylayan imzası da alınmamıştır. Böylece bu yönler onamsız kalmıştır. Dolayısıyla, tebliğ memurunun gerçekten muhatabın adresine gittiği ve fakat bulamadığı belgelenmemiş, yapılan işlem tebliğ memurunun soyut beyanından ibaret kalmıştır.

Bu durumda, borçlu adresine çıkarılan ödeme emrinin usulüne uygun şekilde tebliğ edilmiş olduğunun kabulüne olanak yoktur. Eş söyleyişle, borçluya yapılan ödeme emrinin tebliği işlemi geçersiz olup, Kanunun 32. maddesinin açıklanan hükmü karşısında, borçlunun bu tebliği şikayet ve icra dosyasına başvuru tarihi olan 12.11.2003 tarihinde öğrendiğini kabul zorunludur.

İcra Hakimliğinin bu hususlara değinen direnme kararı usul ve yasaya; Hukuk Genel Kurulu'nun yerleşik kararlarına (29.12.1993 gün ve 1993/18-778 E.1993/876 K. Sayılı; 18.04.2001 gün ve 2001/6-386 E.-2001/389 K. Sayılı kararlarında olduğu gibi) uygun olup, onanması gerekir.

Sonuç: Karşı taraf/alacaklı vekillerinin temyiz itirazlarının reddi ile, direnme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle ONANMASINA, gerekli ilam harcı peşin alınmış olduğundan başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 22.12.2004 gününde oybirliği ile karar verildi.

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları

Saygı ile,