21-06-2009, 11:31
|
#3
|
|
Adam imkânsızlar peşinde koşan yarım yamalak bir elbise içinde sahipsiz gibi görünen bir göçmendi. Akıllı bir vaziyette yürümek yerine hep salınıyordu... nedenini bilmiyorum ama kendisini gariplikler içinde göstermek belki de onun çok eskiden beri bir becerisi gibi gözüküyordu.. Yorulmak nedir bilmiyordu. Emin adımlarla fakat salına salına gitmenin belki de rahatlığı vardı yüzünde uçup giden rüzgâr çizgilerinde… Attığı her adım sanki son adımdı fakat bir türlü bitmiyordu... Adam yine hızlanmıştı. O tarifi kendisinde saklı bir yorgunluk onu her adımında yakalıyor gibiydi. O yorgunluğun çizgileri bedeninde, ellerinde, yüzlerinde kendisini göstermiş, sanki onu hapsetmişti. Yazıktı diyebilmenin keyfini her adımında süren bir bakış atıyordu çevresinden geçen her bir uykulu gözlere... Nasıl olsa bitecek bir edası vardı sanki… Garipti ama hep buna inanmış gibi bakıyordu çok uzaklarda bile gördüğü gözlere... Sanki ezberlemişti sanki defalarca değil bin kere geçmişti o yüzünü ekşiterek yürüdüğü yollardan her bir bildiği adına… Zamanın içindeki yalnızlığın şahitliğini yapıyordu ellerinin ucundaki avuçlarında. Birden yok olup tekrar ortaya çıkmanın komikliğini insanın yüzüne vurabiliyordu asırlarca.Uzaklarda görünüyordu adam ama o kadar yakın ki bakanların tonlarca ağırlıktaki o şaşkınlığı hepsinin yüzüne çarpıyordu....birde yalnızlığın garipliğini taşıyordu sanırım üzerinde, hasretinde özleminde.... Ne kadar tarif etsem de bir yanı hep eksik kalıyordu anlamak adına... Nasılda bırakıp gitmişti dercesine son defa yüzüme bakmıştı.. sanki resmimi çizmişti gözleriyle… Sanki üşüyen elleriyle dokunmuştu yüreğime... Sanki yok olmuştu gelmeyecek bir yerlerde...
|