20-06-2009, 20:26
|
#3
|
|
Arkadaşlar
Özellikle İstanbul'da kangren haline gelen CMK ücret ve masraflarına ilişkin meselede bizlere önder olması yol göstermesi mücadelemize katkı vermesi gereken Barolar ve Barolar Birliği yönetimleri ne yazık ki meseleye soğukturlar.
Durumu kurtarmaya yönelik bazı beyanlarda sonuç doğurmaya müsait değildir.
Ben şahıs olarak bu meseleye ilişkin kendi BAromdan da talepkar oldum.
Baroya yazdığım dilekçenin de bir örneğini ilgilenen arkadaşların takdirine sunuyorum.
---------------------------------------------------------
İSTANBUL BAROSU SAYIN BAŞKANLIĞI’NA
Konu :Müdafilik görevini ifa ve CMK masrafları hk.
İlgi : İstanbul Barosu Başkanlığı’nın 04.06.2009 tarih ve 251379 sayılı yazısı
İlgideki yazı ile beni İstanbul 7.Ağır Ceza Mahkemesi 2009/191 E.sayılı dosyadan sanık olarak yargılanan Sn.N. S. müdafi olarak görevlendirmiş idiniz.
Ancak CMK 156 md. Uyarınca görevlendirilen müdafilere müdafilik ücretlerinin ödenmediği de bir vakıadır. Üstelik bu müdafilere görevlerinin gereği olarak yapmaları gereken zorunlu masraflar dahi ödenmediğinden müdafiler dosya fotokopisini çektirememekte ,sanıklarla görüşmek üzere cezaevlerine gidememektedirler.
Sonuç olarak Baromuzun görevlendirdiği müdafiler atandıkları mağdur veya sanıklara sağlıklı bir hukuki yardım vermek imkanına sahip değillerdir. Adeta sadece şekli anlamda bir eksikliğin tamamlanmasına yönelik olarak işlevsiz, amaçsız yararsız ve hatta bazen ilgiliye zarar verecek sonuçlara yol açan görevlendirmeler yapılmaktadır.
Tüm bu beyan ettiğim hususlarda yönetimizin malumu olup sır niteliğinde değildir. İşte bu hayali ve gerçek olmayan hukuki yardım anlayışına ve de sonucuna ulaşmamak için kendi vicdanımın ve mesleki bilgilerimin bana gösterdiği istikamette ekte sunduğum dilekçe ile İstanbul 7.Ağır Ceza Mahkemesi Başkanlığı’ndan dosya fotokopisi, araç, avans ve tutuklu sanıkla mahkeme öncesi CMK 154 md. Uyarınca görüşmemin sağlanmasını talep ettim.
Her ne kadar bu taleplerimi Mahkemeye sunmuş olsam da insanların adil yargılanma haklarının sadece mahkemelerin ya da hükümetin sorun ve görevi olduğunu kabul edemem.
Nitekim Avukatlık Kanunu Madde 76 şöyle demektedir. Barolar; avukatlık mesleğini geliştirmek, meslek mensuplarının birbirleri ve iş sahipleri ile olan ilişkilerinde dürüstlüğü ve güveni sağlamak; meslek düzenini, ahlâkını, saygınlığını, hukukun üstünlüğünü, insan haklarını savunmak ve korumak, avukatların ortak ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla tüm çalışmaları yürüten, tüzel kişiliği bulunan, çalışmalarını demokratik ilkelere göre sürdüren kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşlarıdır.
Buradan hareketle CMK 156 md. Uyarınca müdafii olarak görevlendirilen avukatların ücret ve masraflarına ilişkin sorun baroların öncelikli sorunudur. Baromuzun yöneticileri bu sorunu aşabilecek formülleri bulabilecek , uygulayabilecek bilgi , beceri ve basiret ile kararlılığa sahiptirler.
Yönetimizin uygulayabileceği çözümlere öneri olarak şimdilik katkı olması açısından ben de bazı önerilerde bulunmak istiyorum.
1- CMK avukatlarının ücret alacakları devralınarak Baro bütçesinden kendilerine ödeme yapılmalıdır.(İstenirse bu olay ayrıntılandırılarak programlabilir)
2- CMK avukatlarının masraf alacakları Baro’ya CMK masrafı olarak tahsis edilen bütçeden ödenebilir.
3- Bundan sonrası için CMK çerçevesinde yeni bir örgütlenme yapılarak her ilçede bir araç tahsis edilerek yol giderinin avukatça yapılmaması temin edilebilir. Bilahare bu aracın masrafları savcılıklara fatura edilerek belgeli harcama yapılmış olur.
4- ATGV yetkilileri ve bakanlık ile görüşmeler yapılarak her adliyede bir aracın sadece cezaevine servis için tahsisi sağlanabilir. Baromuzun koyduğu servis ihtiyacı karşılayacak nitelikte değildir.
5- Baromuzun öncülüğünde kurulacak bir hukuki yardım vakfının çağdaş dünya ülkelerinde olduğu gibi CMK avukatlarının finansmanında katkı sunması sağlanabilir.
6- Mutlaka ve ivedilikle CMK bölge örgütlenmesinde dar alan uygulamasına geçilerek hukuki yardımın daha az masrafla ve rantabıl yapılması sağlanmalıdır.
7- Adli Yardım ile ilgili yeni bir anlayış ve yasal düzenleme ihtiyacı şarttır. Batı ülkelerinde olduğu gibi belediye ve sivil toplum kuruluşlarının adli yardım müessesine katkısını sağlayacak formül ve ilişkiler geliştirilmelidir.18.06.2009
Saygılarımla
Av.Muhittin Köylüoğlu
Eki.
İst.7.Ağ. C.Mah.2009/191 E.
sayılı dosyaya sunduğum dilekçem
|